Sözün özü 24.11.2008 Ali Ünal

Modern dönemde üniversitelerin önem kazanması temel mevzu ve meseleleri akademik inceleme, medyanın çok büyük nüfuz kazanması da birer tartışma malzemesi olmaya indirgedi.

Neticede, en önemli problemler bile ızdıraplarının çekilmesi ve çözülmesi gereken problemler olmaktan çıkıyor; birer dedikodu, tenkit, çokları için ispat-ı nefs malzemesi haline geliyor; ayrıca, onları doğrudan yaşamamış çoğu akademisyen ve aydın için kendi aslî hüviyet, mahiyet ve zemini çerçevesinde değil de, ezberlenmiş ve bilhassa Batı'da pişirilmiş ideolojik ve sözüm ona 'bilimsel' kalıplar, sistemler çerçevesinde birer subjektif ve mücerret mevzua dönüşüyor. Problemleri bizzat yaşayan halk temelinde yapılan saha çalışmaları ve istatistikler ise, akademisyen ve aydınların iddialarının tam tersine sonuçlar verip, 'ezberlerini bozuveriyor.'

Alevîlik meselesi gibi, Güneydoğu'da yaşanılan trajediyi de hiçbir zaman kendi aslî temellerinde ele alma, Türkiye'nin ve bölgenin tarihine bile göz atma zahmetine olsun katlanmayan pek çok akademisyen ve aydın, Güneydoğu trajedisini hep bir 'kimlik ve Kürtlük sorunu' olarak takdim etti. Ancak benzer pek çok anket gibi, en son İHH'nın yaptığı anket de, bu iddianın bir aydın ve akademisyen fantezisi olduğunu ortaya koyuverdi. Gerçi, asırlarca din, tarih ve ebedî değerler temelinde başka Müslüman unsurlarla bir arada yaşamış bulunan Kürt kardeşlerimizde apayrı bir kimlik ayrıştırması şükür ki mümkün olmasa da, onların Kürtlüğünü kabullenmek ve onlara en tabii olan 'kültürel' hakları vermek, Türkiye'ye bir şey kaybettirmeyeceği gibi, istismarların da önünü alacaktır. Fakat, dikkatlice bakıldığında, Güneydoğu'muzu boşaltmak, Kürt kardeşlerimizi ayrıştırmak ve neticede o bölgeyi bir düşman olarak koparmak gayesi de taşıyan söz konusu problemi çıkaran, destekleyen, Türkiye içinde ve dışında istismar eden çevrelerin onun bir 'kimlik ve Kürtlük' problemi olarak değerlendirilmesini istedikleri, onun böyle ele alınmasına karşı çıkar görünen bazı güçlerin de aslında öyle ele alınmasına zemin hazırladığı fark edilecektir. Bir halka bulunduğu ülke dahilinde 'ulusal-etnik kimlik kazandırma ve şuuru verme'nin neticede neye müncer olduğunu, 'ulusçuluk ve ulus devlet oluşumları'nın en belirgin özelliklerinden birini teşkil ettiği son dönemler tarihi yeterince ortaya koymaktadır.

İslâm dünyasının, hattâ bütün dünyanın son asırlarda yaşadığı problemlerdeki onları bizzat çıkarıp büyüten haricî-dahilî güçlerin etkisini bir yana koyduğumuzda, bütün problemlerimiz temelde, Bediüzzaman'ın bir asır önce ortaya koyduğu problemlerdir ve bunlar bir bölgenin, meselâ Güneydoğu'daki trajedi bir Güneydoğu değil, Türkiye problemidir. En az bir buçuk asırdır yaşadığımız bu en temel problemler, cehalet, tefrika-ihtilâf ve fakirliktir. Bediüzzaman, bunlara ilaveten, onları hem besleyen, hem de bir bakıma onların neticesi olan başka bazı yan problemleri de söz konusu eder: Zaman ve mesai tanziminin olmaması; toplumda, karşılıklı münasebetlerde ve muamelelerde güven yokluğu ve karşılıklı yardımlaşma eksikliği. Bunlara ek olarak, düşüncede, inançta tahkik yerine taassup ve taklit; hüda yerine hevaya, aklı ihmal edip sadece heveslere tâbi olma; ilim ile dini ayrı hattâ birbirine zıt ve çelişir disiplinler gibi görme; cerbeze ve gurura dayanan tenkit; arzulara fikir sureti giydirme; düşüncede, idarede, muamelelerde istibdat; ahlâkî yozlaşma; işlerimizde ve hayatımızda düzensizlik, plansızlık ve karmakarışıklık; şahsî veya zümre çıkarlarını öne alma ve bunları tatminde gösterilen hırs; tembellik ve ümitsizlik; vermekten çok almaya talip olma.

Nasıl İslâm dünyasında meselâ Filistin ve Kudüs meselesi aslında bütün bir İslâm dünyasının meselesi olup, ancak bu küllî mesele çerçevesinde hallolabilirse, Türkiye'nin Güneydoğu ve Alevî meseleleri gibi meseleleri de, Türkiye'nin bütün meseleleri içinde, Bediüzzaman'ın sözünü ettiği problemlerin izalesi çizgisinde hallolacaktır. Ancak kendilerini bunların tamamını çözmeye adamış insanlar veya kadrolardır ki, bu meseleleri de çözebilecektir.

Zaman

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.