'Kürt açılımı' 10.08.2009 Ali Ünal
9. asırdan bu yana yaşadığımız onca tecrübeye rağmen, etnik temelde "Kürt sorunu" olarak ele alınan mesele için "Bu, Türkiye sorunudur" diyen ikinci bir kişi çıktı:
Sayın Hüseyin Çelik. Etnik temelli "Kürt sorunu ve açılımı" konusunda ve gerçekten Türkiye, "terörü kullanarak önünü kesmeye çalışanları da yanına çekmesini bilmiş"se ve Kuzey Irak'taki Kürtler, "Keşke biz de Türkiye'nin bir parçası olsaydık" diye iç geçiriyorlarsa, geçen hafta yazdıklarımıza ilaveten en azından şu soruların da cevaplanması gerekiyor:
19. asırla 20. asrın ilk yıllarında Balkan kavimleri, yükselen milliyetçilik akımları, büyük güçlerin kışkırtmaları ve Osmanlı Devleti'nin zaafları sebebiyle etnik ve dinî temelde ayaklanıp bağımsızlıklarını kazandılar. Bu süreçte Osmanlı Devleti'nden yapması istenen ve sonunda ayaklanan unsurların bağımsızlık kazanmasıyla sonuçlanan ıslahatlarla etnik temelli "Kürt açılımı" arasındaki benzer ve farklı noktalar incelenmeye değer mi? Aynı kışkırtmalara ve hem Türkiye, hem de bölge belki bugünkünden çok daha zor ekonomik şartlar içinde bulunmasına rağmen Kürtleri etnik temelde bölücü ayaklanmalardan alıkoyan ve neticede Türkiye içinde Türklerle beraber kalmalarını sağlayan ana faktör ne idi?
Bugün bile Müslüman coğrafya, "Müslümanlar" olarak ötekileştiriliyor ve din, Batı'nın dış politikalarında önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra, belli merkezlerde Kürtlere etnik kimlik tanınması talep ve çalışmaları ile Kürtlerin İslâmsızlaştırılması çalışmalarının bir arada yürütülmesi, bu çalışmaların PKK terörü süresince devam etmesi, hem PKK'nın hem DTP'nin İslâm karşıtı olması, meseleye "Kürt sorunu" adıyla etnik temelde yaklaşanların İslâm'ın birleştiriciliğinden söz etmemeleri, düşündürücü değil midir?
Etnik temelli Türk milliyetçiliğinin empoze edilmesinin teröre zemin hazırlamada elbette her zaman etkileri vardır ve olmuştur. Fakat, 1923-1950 yılları arasında bölgede 16 ayaklanma çıkarken, 1950'den sonra bu ayaklanmaların durmasının ve PKK terörünün 12 Eylül askerî idare döneminde palazlanmasının sebepleri iyi analiz edilmiş midir?
40 yıldır yapılan seçimlerde bölgede MSP, RP ve AK Parti'nin her zaman birinci veya ikinci parti olmasının ana sebebi, gerçekten nedir?
"İstanbul'da, İzmir'de oturan Kürtler, pasaportla Diyarbakır'a, Hakkâri'ye gitmek ister mi?" diye soruluyor. Pekalâ, Kuzey Irak'taki Kürtler, 90 yıl önce pasaportla Hakkâri'ye, Diyarbakır'a gelmek istiyor muydu? Bugün istiyor mu? Terörde haricî tesirlerin rolü nedir? Türkiye, terörü kullanan hangi ülkeleri yanına çekti? ABD'yi mi, AB'yi mi, İsrail'i mi? Yoksa mevcut Irak, bizim eserimiz mi? Kürt kimliğini tanırken, onu Türk kimliğiyle kaynaştıracak formülümüz nedir? Bugün, Güneydoğu Anadolu, Kürtler için Kuzey Irak'tan daha mı cazip veya Kuzey Irak'ın ya da bağımsız büyük bir Kürt devletinin daha cazip hale gelmeyeceğine hangi garantilerimiz var? Mahmur Kampı'ndakileri indirmeye çalışırken, Afganistan'ın Sovyet Rusya ile savaşına değişik Müslüman ülkelerden katılan "mücahit"lerden bazılarının bilâhare beynelmilel terörde kullanılması üzerinde duruluyor mu?
26 yıl sonra terör, artık onu çıkartanların isteklerine yakın şekilde bizi müzakere masasına çekecek seviyede. Bunun sebepleri açık yüreklilikle analiz ediliyor mu? Demokratikleşme, evet, ama sivil iktidarlar muktedir hale gelmeden, 30 yıldır terörü önleyemeyen ordu lâyüs'elliğini ve sivil iktidarlar üzerindeki hakimiyetini devam ettirirken, yargı kendi başına bir güç olma özelliğini korurken; medya tam bölünmüş halde ve ülke bilhassa lâik-antilâik temelde aşılmaz engellerle kamplara itilir ve toplumu parçalayacak unsurlar üzerinde çalışılırken, PKK ile ülkedeki Ergenekon örgütlenmeleri gibi gizli güçler arasında işbirliği şüpheleri ufkumuzu örterken, kısaca, terör ve demokratikleşme asıl problemlerimizle bütünlük içinde değerlendirilmeden kimlik temelli "Kürt açılımı"nın muhtemel kazanç ve kayıpları iyi hesap edilmeli değil midir?
Sayın Hüseyin Çelik. Etnik temelli "Kürt sorunu ve açılımı" konusunda ve gerçekten Türkiye, "terörü kullanarak önünü kesmeye çalışanları da yanına çekmesini bilmiş"se ve Kuzey Irak'taki Kürtler, "Keşke biz de Türkiye'nin bir parçası olsaydık" diye iç geçiriyorlarsa, geçen hafta yazdıklarımıza ilaveten en azından şu soruların da cevaplanması gerekiyor:
19. asırla 20. asrın ilk yıllarında Balkan kavimleri, yükselen milliyetçilik akımları, büyük güçlerin kışkırtmaları ve Osmanlı Devleti'nin zaafları sebebiyle etnik ve dinî temelde ayaklanıp bağımsızlıklarını kazandılar. Bu süreçte Osmanlı Devleti'nden yapması istenen ve sonunda ayaklanan unsurların bağımsızlık kazanmasıyla sonuçlanan ıslahatlarla etnik temelli "Kürt açılımı" arasındaki benzer ve farklı noktalar incelenmeye değer mi? Aynı kışkırtmalara ve hem Türkiye, hem de bölge belki bugünkünden çok daha zor ekonomik şartlar içinde bulunmasına rağmen Kürtleri etnik temelde bölücü ayaklanmalardan alıkoyan ve neticede Türkiye içinde Türklerle beraber kalmalarını sağlayan ana faktör ne idi?
Bugün bile Müslüman coğrafya, "Müslümanlar" olarak ötekileştiriliyor ve din, Batı'nın dış politikalarında önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra, belli merkezlerde Kürtlere etnik kimlik tanınması talep ve çalışmaları ile Kürtlerin İslâmsızlaştırılması çalışmalarının bir arada yürütülmesi, bu çalışmaların PKK terörü süresince devam etmesi, hem PKK'nın hem DTP'nin İslâm karşıtı olması, meseleye "Kürt sorunu" adıyla etnik temelde yaklaşanların İslâm'ın birleştiriciliğinden söz etmemeleri, düşündürücü değil midir?
Etnik temelli Türk milliyetçiliğinin empoze edilmesinin teröre zemin hazırlamada elbette her zaman etkileri vardır ve olmuştur. Fakat, 1923-1950 yılları arasında bölgede 16 ayaklanma çıkarken, 1950'den sonra bu ayaklanmaların durmasının ve PKK terörünün 12 Eylül askerî idare döneminde palazlanmasının sebepleri iyi analiz edilmiş midir?
40 yıldır yapılan seçimlerde bölgede MSP, RP ve AK Parti'nin her zaman birinci veya ikinci parti olmasının ana sebebi, gerçekten nedir?
"İstanbul'da, İzmir'de oturan Kürtler, pasaportla Diyarbakır'a, Hakkâri'ye gitmek ister mi?" diye soruluyor. Pekalâ, Kuzey Irak'taki Kürtler, 90 yıl önce pasaportla Hakkâri'ye, Diyarbakır'a gelmek istiyor muydu? Bugün istiyor mu? Terörde haricî tesirlerin rolü nedir? Türkiye, terörü kullanan hangi ülkeleri yanına çekti? ABD'yi mi, AB'yi mi, İsrail'i mi? Yoksa mevcut Irak, bizim eserimiz mi? Kürt kimliğini tanırken, onu Türk kimliğiyle kaynaştıracak formülümüz nedir? Bugün, Güneydoğu Anadolu, Kürtler için Kuzey Irak'tan daha mı cazip veya Kuzey Irak'ın ya da bağımsız büyük bir Kürt devletinin daha cazip hale gelmeyeceğine hangi garantilerimiz var? Mahmur Kampı'ndakileri indirmeye çalışırken, Afganistan'ın Sovyet Rusya ile savaşına değişik Müslüman ülkelerden katılan "mücahit"lerden bazılarının bilâhare beynelmilel terörde kullanılması üzerinde duruluyor mu?
26 yıl sonra terör, artık onu çıkartanların isteklerine yakın şekilde bizi müzakere masasına çekecek seviyede. Bunun sebepleri açık yüreklilikle analiz ediliyor mu? Demokratikleşme, evet, ama sivil iktidarlar muktedir hale gelmeden, 30 yıldır terörü önleyemeyen ordu lâyüs'elliğini ve sivil iktidarlar üzerindeki hakimiyetini devam ettirirken, yargı kendi başına bir güç olma özelliğini korurken; medya tam bölünmüş halde ve ülke bilhassa lâik-antilâik temelde aşılmaz engellerle kamplara itilir ve toplumu parçalayacak unsurlar üzerinde çalışılırken, PKK ile ülkedeki Ergenekon örgütlenmeleri gibi gizli güçler arasında işbirliği şüpheleri ufkumuzu örterken, kısaca, terör ve demokratikleşme asıl problemlerimizle bütünlük içinde değerlendirilmeden kimlik temelli "Kürt açılımı"nın muhtemel kazanç ve kayıpları iyi hesap edilmeli değil midir?
Bu Yayına Yorum Yapın