Tek parti CHP ve Erdoğan/AKP iktidarları – ALİ ÜNAL 23/05/2016
M. Armağan ve Y. Bahadıroğlu (Niyazi Birinci), birlikte yaptıkları programlarda ısrarla Mustafa Kemal’in İngilizler tarafından kullanıldığı ve bazı yayınlarda putlaştırıldığı iddiasında bulunuyor, “şeflik dönemleri” CHP’sinin Cumhuriyet’in ilk çeyreğinde İslâm aleyhindeki icraatlarını gündeme taşıyor, Erdoğan’a ise âdeta eleştirisiz destek vermekten geri durmuyorlar. Oysa tek parti CHP iktidarıyla Erdoğan/AKP iktidarını teraziye koyduğumuzda görünen manzara kısaca şudur:
Türkiye, çeyrek asır bir şeflik dönemi yaşadı; fakat M. Kemal vefatına kadar tek adam pozisyonunda görünse de, hükümetin kendisiyle bazen ters düştüğü ve kendisinin 1929’dan itibaren Çankaya’da kısmen yalnızlaştırıldığı da bir vâkıadır. Erdoğan’ın özellikle son 4 yıllık tutum ve icraatları, Yürütme ve Yasama’dan sonra Yargı’yı da tek el altında toplamasıyla tamamlanan tek adam pozisyonu ise, M. Kemal ve İnönü’nün tek adamlığını aratacak cinstendir. Kaldı ki, M. Kemal ve İnönü, günümüzde vurgulandığı ölçüde demokrasi iddiasında değildi ve İnönü idaresi, nihayette bir şekilde demokrasinin önünü açarken, Erdoğan/AKP idaresi, Baas tipi bir cumhuriyet yönünde ilerlemektedir. Özellikle İnönü dönemi CHP idaresi, bir parti devleti mahiyetindeydi. AKP yönetiminin başkanlık veya partili cumhurbaşkanı düşüncesi de parti devleti olmaktan farksızdır.
M. Kemal’in İngilizlerle münasebeti çoklarınca tartışılmıştır; tek parti idarelerinin benimsenen yeni rejim adına İslâm aleyhindeki icraatı da malûmdur. Fakat AKP’nin bir Anglo-Sakson ve İsrail projesi olduğu itiraf edilip, yalanlanmadığı gibi, bizzat Erdoğan, “İslâm dünyasını daha da parçalama, İsrail’in güvenliğini garantiye alma ve İslâm’ı dönüştürme projesi” olan BOP’ta vazifeleri bulunduğunu defalarca açıklamıştır. İsrail Dış İşleri Bakanlığı eski müsteşarlarından Alon Liel de, AKP iktidarını, “İsrail’in ihtiyacı olan bir Kemalizm güncellemesi Erdoğanizm” olarak nitelemişti.
AKP iktidarlarında ülkenin İslâm aleyhinde olarak uğradığı tahribat ise, korkunç boyutlardadır. Tek parti iktidarında, ruhunu ve fonksiyonunu çoktan yitirmiş medreseler ve tekkeler kapatılmış; Kur’ân öğretilmesi bir ara yasaklanmış, ezan ve kamet Türkçeleştirilmişti. Fakat, AKP’nin yüzbinlerce vatan evlâdını seviyeli eğitim-öğretimle hayata hazırlamakla kalmayıp, onlara en güzel ahlâk ve maneviyat eğitimi vermiş ve bütün dünyada İslâm’ın yüz akı olmuş Hizmet gönüllüleri ve Din’e tekkelerden, medreselerden, camilerden çok daha fazla, çok daha İslâmî ve çok yönlü hizmet eden müesseselerine reva gördüğü muamele, tek parti iktidarlarının İslâm aleyhindeki tahribatını her bakımdan kat kat aşmıştır. Daha da kötüsü, CHP hatta sağ partilerin iktidarlarında dahi tabanda İslâmî hassasiyetler korunmuş olmasına mukabil, AKP iktidarları döneminde bu kesimlerin devletle bütünleşmesi, İslâm ve halkın Müslümanlığına, ahlâk ve maneviyata tahribatının tamiri zor darbeler indirmiş ve dehşetli boyutlarda ahlâk ve karakter tefessühüne yol açmıştır. Ayrıca, şimdiye kadar hiçbir parti ve iktidar, AKP ölçüsünde yolsuzluklar, rüşvet, çocuklara varıncaya kadar ırza tecavüz ve fuhşun olabildiğince yaygınlaşması gibi en yüz kızartıcı fiillerle anılmadı; aile, hiçbir dönemde AKP iktidarında yaşadığı çöküntüyü yaşamadı. Kaldı ki, tek parti CHP idarelerinin İslâm davası iddiası yoktu; AKP ise, yaptıklarını İslâm davası perdesine sarıyor.
Tek parti iktidarında istiklâl mahkemeleri vardı ve bu mahkemelerde çok insan asıldı. Fakat hukuk, hiçbir dönemde AKP iktidarında olduğu kadar Yürütme’nin emrine girmedi; adalet mefhumu bu ölçüde yaralanmadı; keyfî HSYK, sulh hâkimlikleri, hattâ AYM icraatı, hukuk cinayet ve komedileri yaşanmadı. Eğer bugün idamlar yoksa bu, Öcalan lehine idamın kaldırılıp, ceza hukukumuza tekrar konamadığı içindir.
Mustafa Kemal’le ilgili onu sanki insanüstülüğe taşıdığı ileri sürülebilecek yazılar, şiirler yazılmıştır. Fakat Erdoğan hakkında yazılan ve söylenen bazı sözler, tarihte müşrikler tarafından, edindikleri “tanrılar” hakkında dahi söylenmemiştir. Ve M. Kemal hakkındaki aşırı övücü sözleri eleştiren sözümona İslâmcı, ‘Nurcu’, Diyanetçi, ilâhiyatçılar, Erdoğan hakkındaki daha öte sözler karşısında sessiz kalabilmektedir.
Tek parti CHP idarelerini, AKP ve AKP’lilerin tenkit etmeye hiç hakları yok.
Bu Yayına Yorum Yapın