Yaşamayı Değerli Kılan Şey
“İnsanları kolayca tanıyamazsın. Onların tanımaya ayıracak zamanları yoktur. Yediklerini, içtiklerini bile dükkânlardan hazır olarak alıyorlar. Ama dost satan dükkânları olmadığı için dostları da yoktur.” (Saint-Exupéry, Küçük Prens).
Eski dostluklar kaldı mı gerçekten? Çağımızda dostluklar gitgide azalıyor. Ahir zamanda az bulunan şeylerden ikisi, helal rızık ve halis dost. Halis dostların sayısının azalması, mânâsını yitirmiş bir dünyaya işaret ediyor. Dostluk olmasa, hayat güzelliğini kaybeder. Dostu olmayanın nesi olur dünyada?
Hazreti Ali (radıyallahu anh), “İnsanların en âcizi, bir ömür yaşayıp da bir dost edinemeyendir. Ondan daha âcizi, bir dost edinip de onu kaybedendir” buyurur. Yahya Kemal de dünyada şiirin kıymetini vurguladıktan sonra, dostluğun şiirden üstün olduğunu ifade eder.
Hangi sevinç kavuşan iki dostun sevinciyle boy ölçüşebilir? “Bilmem bu iki şeyden hangisi ile sevineyim? Fethi Hayber’e mi, yoksa Câfer’in gelişine mi?”[i]Bir dostla kucaklaşmak, bir fetihten daha önemliydi Fahr-i Kâinat (aleyhissalatü vesselam) için.
Akıp giden günlerin verdiği hüzün, kaybedilen bir eşyanın verdiği üzüntü vardır. Hangi üzüntü bir dostu kaybetmenin üzüntüsüyle kıyaslanabilir? Bediüzzaman Hazretleri, bu meyanda şu hakikati ifade eder: “Eğer dostlardan mufarakat (ayrılık) olmasaydı, ölüm ruhlarımıza yol bulamazdı ki, gelsin, alsın. Demek, en ziyade insanı öldüren, ahbaptan mufarakattır.”[ii]
Hangi şey kaybolan bir dostun yerini tutabilir?
[i]Tabakât, 4:35.
[ii]Nursi, Lem’alar, Yirmi Altıncı Lem’a.
Kaynak: Çağlayan Dergisi https://caglayandergisi.com/2018/07/31/yasamayi-degerli-kilan-sey/
Bu Yayına Yorum Yapın