YENI YIL KEHANETLERI IÇIN DAHA VAKTIMIZ VAR! [A. Kadir Coşkun]


Her yeni yıl ile beraber geçmiş senenin hesap dökümü ve gelecek yılın muhtemel beklentilerini konuşmak adettendir. Yeni bir başlangıç için Ocak 1’i beklemek, insani bir eğilim. Yurtdışında yaşayan bir tanıdığım, Amerikalılar’ın, Ocak ayında en çok konuştukları konunun, “New Year Resolution, Yeni Yıl Plan ve Niyetleri” olduğunu söylemişti.
Ticari işlerle de uğraşan dostum, “Ocak ayında alış-veriş sektöründeki durgunluğun aksine insanlar, geçmiş yılda aldıkları kilolardan kurtulmak ya da bir türlü hayata geçiremedikleri diyetler için, Fit Center’lara, kültür-fizik salonlarına hucum ediyorlar!” dedi. İşin daha ilginç tarafı, Ocak ayında büyük bir iştiyak ve ciddi bir yatırımla girişilen egzersizi ve diyet projeleri, yılın ilerleyen aylarında tepesi üstü çakılıyormuş. Abonelikleri yıllık yapan, sağlıklı-yaşam merkezleri, asıl parayı da yılın bu ilk aylarında vuruyorlarmış.
Gelişmiş ülkelerde, dünyayı ilgilendiren, ekonomi, siyaset, bilim, spor, iklim, üretim hatta, televizyonlarda devam edecek ya da erken final yapacak diziler ile alakalı tahmin, kehanet ve öngörüler konuşuluyor. Her yılın bir öncekinden daha kötü olacağı (Öyle ya, her ‘gün’ yevmü’l- beter, olmalı!) ve insanlık için olağanüstü sürprizleri getireceği gizemi ilgi çekiyor. 2018’i unuttuğumuz için, şimdi 2019’a yatırım daha fazla. Bir önceki yıla yetişmeyen kehanetlerden bazıları, ister istemez, şu an daha başında olduğumuz seneye devretmiş durumda.
Yılın en dikkat çeken on kehaneti arasında ilginç tahminler var. Bazıları, garipliklere isim babalığı yapıp karizmayı çizdirmektense, hata vebalini, Apocalyptic’in (Kıyamet Senaryonları) babası, Nostradamus’un omzuna yükleyip, garip beklentileri, listenin değişik yerlerine serpiştirmiş. Hata yapınca, “Biz değil, o söylüyor!” deyip, gerçekleşirse “Biz de öyle tahmin etmiştik!” demek için. Her yıl olduğu gibi Üçüncü Dünya Savaşı ihtimali, yine liste başı. Gırtlağına kadar pisliğe batmış, zorba ülke liderleri için bu ciddi bir beklenti. İçine düştükleri utanılacak hallerden tek kurtuluş çare ve bahaneleri ancak geniş çaplı bir herc ü merc olabilir.
Astroloji ve Yıldız Falı ile ilgilenenler açısından da 2019 bereketli bir sene olacağa benziyor. 2019’un Ocak Ayı, yıla çok hızlı başladı. Ortalama ayların hesabına düşen Kozmolojik hadiseler açısından rekora koşuyor. 20 Ocak günü bazı ülkelerden “Kızıl Ay” olayı gözlendi. Uzay Araştırma Enstitüsü, bu gökyüzü olayını kaçıranların, 26 Mart 2021 kadar sabırlı olmalarını öğütledi.
Ocak 22, güneş doğmasına yakın Venüs ve Jupiter, aynı anda parlak olarak gözlendiler. Uzay dilinde buna, beraber görünme, rastlaşma, birleşme deniyormuş. Birbirlerine olan yakınlıkları 400 Milyon Mil. Daha önce benzer, birleşme 2017’nin Kasım Ayın’da olmuş. İş Ocak 2019 olunca, ayrı bir gizem içermesi gayet normal.
Geçtimiz hafta Çin Uzay Araştırmaları Merkezi, Ay zeminine ekmek üzere götürdükleri, patates, pamuk ve bazı bitki tohumlarından pamukğun yeşermeye başladığını duyurmuştu. Ancak Ay yüzeyindeki, hava şartları sıfırın altında 170’e inince, pamuk sürgünü dayanamamış. Dünyanın önde gelen Uzay Araştırma Merkezleri, en yakın uzay komşumuz Ay üzerindeke gizli saklı araştırmalardan vazgeçmeyeceklar ancak, Ay’a seyahat 2019’a yetişmeyecek gibi.
Bu kadar yoğun uzay haberleri bombardumanı altında, sıradan bir Ay Tutulması’nın sözu mü olur? Ocak 21’de gözle görülebilecek bir Ay Tutulmasını da 2019’un ilk ayları için kaydedelim.
Apocalyptic tahminlerde temkinli olalım!
Kozmolojik ve sebebi akli olarak tam izah edilemeyen meselerden yola çıkarak, Kıyamet Saati ile alakalı tahminler de revaçta. Yalnız kozmolojik hadiseler mi? Avengelic bazı Hristiyan mezhepler, Trump’ı bile, kıyamet senaryoları için önemli bir parça olarak değenlendiriyor.
Yerel seçimler için, Saray kontenjanından, deplasmanda Ankara Belediye Başkan adaylığı kesinleşen devletli, Cumhurbaşkanı için “Bize Allah’ın lutfu…” gibi aşırılıkları göze alıp, kazansa da kaybetse de şimdiden diyet borcunu ödemeye başladı. Herhalde kazanırsa, Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüyecek.
Bir kaç hafta önce, bir gazeteci, bütün cesaretini toplayıp, ses tonunu ayarladıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanı’na “Geçen yıl ekonomik hedeflere tam ulaşılmış mıydı diye ?” sordu. Cumhurbaşkanı da hiç tereddüt etmeden “Bu yıl olmazsa, önümüzdeki yıl tuttururuz!” cevabını verdi. Ankara Belediye Başkan adayı ve bazı derin partizanlar, Saray’a olduğundan fazla gizem ve kredi bağışlasalar da, realiteler, altı ay sonrasını göremeyen bir iktidara mahkum olduğumuzu gizlemeye güç yetiremiyorlar.
Nedense, burnunun ucunu göremeyen kültür ve eğilimlerde, yıllık kehanetler değil, Kıyamet ile alakalı tahminler popülerdir. Kabe-i Muazzama’ya bir yerden böcekler dolunca ve sene de 2019’u gösterince, söz konusu kıyamet yorumları hız kazandı. Bir de 90’lı yılların popüler “19 Mucizesi” tekrar raflardan indirildiğinde, içinde bulunduğumuz yıl için, akıl almaz kehanetlere hazır olmamız gerekiyor.
Kıyamet ile alakalı kehanetlerde en talihsiz eğilim, Mayan Kültürü. Milenyum’a girmeden önce bir kaç kez erteledikleri “Dünyanın Sonu”, “Kıyamet” “İnsanlığın Sonu” tahminlerini 2012’nin Aralık ayında sabitlemişlerdi. Bekledikleri günde, kıyamet kopmayınca, Mayan takipçileri dükkanı kapatmak zorunda kaldılar. Geçenlerde, İnternet’ten kontrol ettim, Mayan Kültürü’nün metinlerini okuyan yeni bir yorumcu, “Merak etmeyin yedi bin yıl daha dünyadayız!” yorumunu yapmış. Gayet akıllıca! Bakalım takipçi bulabilecek mi?
Senenin ilk günlerinde, fazla kiloları atmak için Fitness Center’ları dolduran Amerikalılar bir çoğu itibariyle, Ocak Ayındaki, yeni yıl motivasyonlarının sonunu getiremiyorlar. Öyle olmalı ki, ABD, kilo ve obezite ile başı dertte olan ülkelerin başında geliyor.
Ocak ayı içinde yeni yıl beklentilerini olağanüstü beklenti ve gayr-ı makul kehanetler üzerinden besleyenlerin yılın ilk altı ayından sonra yorulacakları kesin. İyisi mi, Mayan müntesipleri gibi, kesin rakamlar üzerinde durup, sene sonunda dükkanı tamamıyla kapatmaktansa, tahminleri kapalı, muğlak ve her türlü yoruma müsait rakamlar üzerinden sürdürüp, aceleye getirmemek lazım.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.