Yaratılışta Azamî İktisat ve Koruma | Çağlayan Dergisi
Kâinatta israf yoktur. Aklını kullanan her insan, yapılan bir eserde gereksiz yere malzeme, emek ve zaman harcanmasını uygun görmez. Bunu söylerken basit bir maliyet analizi yapmak yeterlidir. Hayat için gerekli organik moleküllerin teşkilinde tek bir atomun dahi fazla veya eksik olduğu söylenemez. Çünkü bazı hayatî terkiplerde bir atomun eksikliği veya fazlalığı ile molekülün mahiyeti bozulabilir ve iş göremez olur. Hücrelerimizi, dokularımızı ve bütün organlarımızı tek tek incelersek, bir yerinde noksanlık veya fazlalık bulamayız.
Bu bakış açısıyla bitkilere, hayvanlara ve cansızlar dâhil bütün kâinata bakıldığında, yaratılmış hiçbir varlıkta eksik ve fazlalık görülemeyeceği gibi, yaratılmış her eserde ve canlılara ait işleyen her fonksiyonel birimde, “azamî iktisat prensibi”olarak isimlendirebileceğimiz mükemmel bir ölçü ve sistematik bir yapılanma görülür. Kemiklerde kullanılan malzeme miktarı ile kemiğin maruz kalacağı yük arasında, kasların yapacakları iş ile liflerin miktarı ve çapları arasında, mükemmel mühendislik hesapları vardır. Nasıl ki bir betonun dayanıklılığı için çimento, çakıl ve demir nispetlerinin bir hesabı varsa, vücudumuzdaki her kemiğin de karşılaşacağı yükleri, basınçları ve gerilimleri Sonsuz İlmiyle bilen Rabbimiz, gerekli olan dayanıklılığı temin için kolajen lifleri, kalsiyum tuzlarını ve kemik hücrelerini tam gerektiği miktarda, israf etmeden, yerli yerinde kullanmaktadır.
Vücut sistemlerimiz çalışırken çeşitli maddelere ihtiyaç duyar ve neticede hem bir ürün hem de bir miktar atık hâsıl olur. Bütün bunların kullanılacağı veya atılacağı organlara taşınması için fiziğin akışkanlar dinamiği prensiplerine göre yaratılmış kanallar veya borular şeklinde yollar kullanılır. Ayrıca her bir organ ve sistemin bütünlüğünü muhafaza etmesi ve vurma, çarpma, ezilme gibi fizikî tehlikelerden korunması için koruyucu kılıflar yaratılmıştır. Bütün bunlar yapılırken hiçbir zaman azamî iktisat prensibi ihlâl edilmemiştir.
Ortak Taşıma Kanalları
Herhangi bir sistemin daha iyi çalışması için fazladan kanallar konulmamış, koruma maksadıyla da fazladan yük ve masraf gerektirecek malzemeler üst üste yığılmamıştır. Hangi iş için ne kadar malzeme gerekiyorsa, o kadarla iktifa edilmiştir. Azamî iktisat prensibine çok farklı sistemlerden ve yapılardan örnekler verilebilir. Bunlardan dikkati çekenlerin birisi de “ortak kanallarla taşıma ve kılıflarla koruma sistemleridir.” Bunu, şöyle bir örnekle açıklayabiliriz: Bildiğiniz gibi, caddeler zaman zaman çeşitli vesilelerle kazılarak yer altına bazı malzemeler döşenir. Fakat bu işlemler bazen plansız yapıldığından, her kuruluş farklı zamanlarda aynı caddeyi tekrar tekrar kazarak trafiği aksatır ve çevre kirliliğine sebep olur. Farklı firmalar, farklı maksatlarla devamlı olarak yolları kazarlar ve gereksiz emek, malzeme ve zaman harcanmasına sebep olurlar. Hâlbuki uygun bir malzemeden çok ayrı bölmelere sahip bir boru döşenmeye ve her bir sistemin iletim hattını ayrı ayrı plastik kılıflarla koruyan özel kablolar üretilmeye başlanmıştır. Elektrik, İnternet ve telefon hatları kalın bir kablo içinde birbirinden ayrı üç yolla iletilebilmektedir. Bazı durumlarda tek bir kanalı bölümlere ayırmadan, sadece vanaların ve kapakların açılıp kapanma zamanlamasıyla ikinci bir kanal döşemeden de ihtiyaç karşılanır.
Vücudumuzdan örnek verirsek, nefes alma yolumuz (trake)ve yemek borumuz (özofagus)yutak boşluğunda (farinks)birleşir ve ortak bir ağız boşluğuna açılır. Yiyip içtiğim şeylerin nefes borumuza kaçmasının engellenmesi için araya otomatik bir kapak ve çeşitli kaslar konulmuştur.
Böbreklerimizin ürünü olan üre, ürik asit ve amonyak gibi belli miktarın üzerinde zehirli olan maddeler idrar olarak atılır. Bu maddeler üreter ile mesaneye kadar gelir ve mesanede biriktikten sonra üretra yoluyla dışarı atılır. Erkeklerde ayrıca testislerde üretilen sperm ve prostat bezinde üretilen salgının da dışarı atılması gerekir, fakat bunun için ayrı bir kanal döşenmemiş olup aynı kanal (üretra), hem idrar hem de sperm atımı için kullanılır.
Kan damarlarımız dokularımızın her tarafına yayılacak şekilde tıpkı bir ağ gibi döşenmiştir. Oksijen, karbondioksit, su, gıdalar ve lökositler için ayrı ayrı kanallar yerine hepsi tek bir dolaşım sistemi içinde, herhangi bir karışıklık çıkarmadan gerekli olan yerlere taşınırlar.
Bu Yayına Yorum Yapın