Üstün Yetenekli Çocukların Eğitimi | Çağlayan Dergisi

Yaratılış itibariyle insanların farklı yeteneklerle donatılmış olmasının bir hikmeti de içtimaî dengenin tesisidir. Sosyal hayatta vazifelerin hakkıyla icra edilmesi, büyük ölçüde bu vazifelerin, fertlerin sahip olduğu kabiliyetlere uygun olarak tanzim ve taksimine bağlıdır. Ferdin bir kısım vazifeleri üzerine alıp yeteneklerini insanlığa hizmette kullanması, “gayeli müsbet hareket”tir ki hem fertlerin hem de toplumların ayakta kalabilmesi ancak bu şekilde mümkündür.[i]İnsanlara bahşedilen kabiliyetlerin ortaya çıkarılması ve onların uygun şekilde değerlendirilmesi yukarıda bahsedilen hikmete riayet çerçevesinde büyük önem arz etmektedir.
Bir toplumun kalkınmasında kaliteli eğitim ve öğretim sisteminin teşekkülü çok önemli rol oynamaktadır. İlmiyeden mülkiyeye, sanattan askeriyeye kadar bütün alanlarda üst sınırlara ulaşmayı hedefleyen bir ülkenin temellerini ilim, irfan, kabiliyet, liyakat ve sair niteliklerin başarılı şekilde harmanlandığı eğitim ortamlarının oluşturacağı su götürmez gerçektir. Bilgi ve rekabet üzerine bina edilmiş günümüz dünyasında üstün yetenekli fertler ister bilim ve teknoloji, isterse sanat ve hizmet sektörlerinde önemli katkıları olabilecek, paha biçilemez hazinelerdir. Yarının liderleri olmaya müstait genç beyinlerin nitelikli eğitimle yetiştirilmesi toplumun aslî görevlerindendir. Bu yönüyle, eğitim ve öğretim sistemimizin gayelerinden en önemlisi, çocuklarımızın yeteneklerinin tespit edilmesi ve potansiyellerinin sağlıklı şekilde işlenerek çeşitli alanlara yönlendirilmesi olmalıdır.
Bugün üstün yetenekli çocukların eğitimi alanında temel yaklaşım, “Yeteneklerin Gelişimi” modelidir. Türkiye dâhil olmak üzere birçok ülkede üstün yeteneklilerin eğitimi, temelde zekâ katsayısı gibi geleneksel ölçüler üzerine bina edilmektedir. Hâlbuki yetenek birçok farklı alanlarda görülebilmektedir. Yeteneklerin Gelişimi modeline göre, bu geniş yelpazedeki beceriler eğitim ve öğretim sistemimizde kendine yer bulmalı ve yetenekler bu doğrultuda ele alınıp desteklenmelidir. Yeteneklerin Gelişimi modeli, sadece bir grup öğrencinin değil, bütün öğrencilerin potansiyellerini dikkate almaktadır. Eğitimde “eşitlik” ilkesi önemlidir. Eşitlik, bütün fertlere tek tip eğitim vermek anlamına gelmez; zira bu adil bir yaklaşım değildir. Bilakis, bu ilke her ferdin ihtiyaçları nispetinde, hakkaniyetli bir şekilde hizmet almasını savunur. Öğrencilerin akademik ve psikososyal ihtiyaçların karşılandığı, ferdî potansiyellerin keşfedilip uygun öğrenme ortamında desteklendiği bir okul, şüphesiz ideal ve eşitlikçidir.
[i]Gülen, M. F. (2012). “Durağanlıktan Kurtul: Kendini Bul ve O’nu Bul.” 183. Herkul Nağme.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.