İflah olmaz iyimser - Bahadır Polat

Adanalıdır Vahit. Çukurova'nın sıcaklığını, Karaisalı'nın yayla kültürüyle harmanlamıştır. İşini sever ama ailesini de ihmal etmez. Dostlarını arayıp sormayı unutanlardan değildir.
Gazeteci Cengiz Çandar’ın, merhum Fatma Alpay’ın ardından yazdığı portreyi okuyanlarınız olmuştur. T24 sitesindeki o hüzün ve vefa yüklü satırlar adeta yüreğime işledi. Çandar, artık fazla kullanmadığı kalemini aile dostu için tekrar eline almış, onun hayatla ve hayat arkadaşıyla kurduğu derinlikli ilişkinin, ayrıntılarını paylaşmış yazısında. Eşini, Silivri kapısında tam 20 ay sabırla, itidalle bekleyen sevgili Fatma Abla, kocasına kavuştuktan sadece altı ay sonra göçüp gitti bu dünyadan. Şahin Alpay artık özgür ama bir yanı eksik şimdi. Yıllar önce evlerine misafir olup uzun uzun sohbet etme bahtiyarlığına da eriştiğim Alpay çiftinin hikayesini düşünürken, hayalime yine yıllar önce tanıştığım bir dostun mütebessim çehresi düştü. Zaman Gazetesi’nin son Ege Bölge Temsilcisi Vahit Yazgan’ı hatırladım. Gerçi onu en azından dualarımda hiç unutmamış, hiç yalnız bırakmamıştım ama hakkında iki satır karalamayı ihmal ettiğimizi fark ettim.
Sanırım Şanlıurfa’daydım onu ilk tanıdığımda. Zaman muhabirlerinin gazetecilik heyecanlarını doyasıya yaşadığı, haber peşinde Anadolu’yu karış karış gezdiği güzel zamanlardaydık. Uluslararası bir toplantıyı izlemek için peygamberler şehrine gelmiştim. Vahit Yazgan, Zaman’ın Adana Bölge temsilcisiydi. Gıyaben biliyordum elbette ama kendisiyle henüz tanışmamıştım. Yemek molasına geçildiğinde ilk hamle ondan geldi. Ev sahibi sıfatıyla İstanbul’dan gelen muhabirlerin masasına uğradı. Kendini tanıttı, hepimizle tek tek tanıştı. İhtiyacımız olup olmadığını sordu. Nezaketinden ve medeni tavırlarından etkilenmiştim. Daha ilk görüşmede iyi dost olacağımızı anlamıştım. Vahit Yazgan daha sonra İstanbul merkezde görevlendirildi. Gazetenin bölge haberlerini ve internet sayfalarını yönetti. Zaman’da, 2001’de başlayan yenilik ve değişim sürecinde mesai arkadaşıydık. Kayyım kıyımından önce son görevi, Zaman Ege Bölge Temsilciliğiydi. Şimdi İzmir’de zindan günlerinin bitmesini bekliyor.
Vahit Yazgan, uzaktan tanıyanlar için biraz soğuk ve mesafeli görünen, insanda bürokrat havası uyandıran tiplerdendir. Yakından tanışmamış olanlara itici gelebilir bu yönü. Biraz yakınlaştığınızda ise sizi bambaşka ve şaşırtıcı bir kişilik karşılar. Klasik Adanalıdır. Çukurova’nın sıcaklığını, Karaisalı’nın yayla kültürüyle harmanlamıştır. Her zaman dost canlısıdır, arkadaşlarına çok düşkündür. Arayıp sormayı unutanlar sınıfından hiç olmamıştır. Hani bizim çalışma ortamlarımızda çok gördüğümüz, adeta yönetici olmak için doğmuş arkadaşlarımız vardır. Vahit de onlardan biridir, mesleğinin her döneminde yöneticilik yapmıştır. Hatta biraz sert ve disiplinlidir yönetim anlayışı ancak bu durum onun insani vasıflarını törpülememiştir. Hayatın paylaşıldıkça güzelleştiğini hep bilmiştir. O bakımdan, ‘ağırlamak’ belirgin vasfıydı onun. Dostlarını davet etmek ve ağırlamak en büyük zevkiydi. Sevgili eşi Şenda’nın muhteşem içli köftelerine, onun doyumsuz sohbeti eşlik ederdi bu buluşmalarda…
Vahit Yazgan, pek çok gazetecide görülen karamsarlığın aksine iflah olmaz iyimserlerdendir. Her durumda iyimserliğini korumayı bilmiştir. Umut onun rutinidir. En sıkıntılı görünen durumlarda bile sizin hiç aklınıza gelmeyen bir bakış açısı geliştirir, fazla endişe etmeye gerek olmadığını izaha çalışırdı. Başarılı da olurdu. Bana anlamsız gelen yorumlar yapsa bile onu dinlerken iyi hisseder, sıkıntılı mevzularda hemen fikirlerini almaya koşardım. Hiç unutmuyorum, gözaltına alınmadan önceki son telefon konuşmamızda bile, çevredeki zifiri karanlığa inat, etrafına iyimserlik saçıyordu. Zor zamanlarda onu aramak, onunla oturup çay içmek, biraz dertleşmek hep yaralarıma merhem olmuştur. Şimdi dört duvarın arkasında bile iyimserliğini koruduğuna, kader arkadaşlarının tesellisi olduğuna bütün kalbimle inanıyorum. Onun mesleğiyle çelişir gibi görünen tek vasfı iyimserliği değildir elbette. Vahit, tam bir düzen ve tertip adamıdır. Gazeteci dağınıklığı diye bir gerçek var bu meslekte ama onun semtine bile uğramamıştır. Sadelik ve düzen onun için yaşam tarzıdır, hem işte hem de evde. Nitekim İzmir’deki evine onu gözaltına almaya giden polisler bile şaşıp kalmıştır bu sadeliğe. ‘O kadar eve gittik, hiç bu kadar kolay ev araması yapmamıştık’ demişlerdir.
Vahit’in en ilgimi çeken özelliklerinden biri de işine gösterdiği aşırı diyebileceğim özeniydi. Hangi bölümü yönetiyorsa haberlere, muhabirlerin çalışmalarına titizlenir, mesleki üretimin kalitesi artsın diye adeta kılı kırk yarardı. Bu işkolik yapısına rağmen ailesine düşkünlüğünün de altını çizmem lazım elbette. İşine gösterdiği özen ve titizliği ailesinden esirgediğine hiç şahit olmadım. İşini en kısa sürede bitirip evine koşardı. Hatta öyle ki, onu davet ettiğinizde bile misafirliği fazla uzatmaz hemen eve dönmek isterdi. Bu yönüne çok sitem ettiğim de olmuştur lakin o huzuru evinde ve ailesinde bulanlardandı. Şimdi hayat onu, çok düşkün olduğu evinden ve ailesinden kopararak imtihan ediyor belki bilemiyorum ama bildiğim şu, Vahit Yazgan feleğin çemberinden geçebilecek bilgeliğe fazlasıyla sahiptir. Şartlar ne olursa olsun…
İşte böyleydi, Cengiz Çandar’ın Fatma Alpay yazısının bana hatırlattıkları. Şimdi yine Vahit’i, dört duvar arasında çile dolduran veya gurbet ellere savrulmuş bütün dostlarımı düşünüyorum. Ne kadar büyük aile olduğumuzu daha iyi anlıyorum. Bu büyük ailenin savrulması ve sarsılması da büyük oldu elbette. Bizler, solcular ve devrimciler kadar çabuk toparlayamıyoruz kendimizi. Vefalarımız, hatırlamalarımız biraz gecikiyor, biraz aksıyor. Ne de olsa bu işlerin acemisi sayılırız. Bazı duygular zor zamanlarda gelişiyor. Hayat, acıtırken daha çok öğretiyor…
Son söz Vahit Yazgan’ın biricik evladına…. Sevgili İbrahim, gözaltı sürecini babanın twit hesabından duyurduğun ve seni belki birkaç yaş birden büyüttüğünü düşündüğüm o zor günü hayatın boyunca unutma. Başın öne eğilmesin. Baban elbette bu gaileyi de atlatacak ve sana bırakacağı en büyük mirası, onurlu ve başarılı meslek hayatı olacak…
Kaynak: https://kronos7.news/tr/iflah-olmaz-iyimser-vahit-yazgan/

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.