Büzücü Kaslarımız
Boru veya hortum şeklindeki, sindirim ve idrar yolları gibi organlarımızın giriş ve çıkış bölgelerini daraltıp büzen daire şeklindeki kaslara Sfinkter kası(büzücü kas) denir. Gerilime veya dolgunluğa göre büzülebilen ve gevşeyip genişleyebilen lastik bir halka gibi çalışan bu kas grubunun önemi, ishal veya kabız olunduğunda çok iyi anlaşılır. Sfinkter kasları vücutta en çok sindirim organlarında bulunur, daha az olarak idrar yolları ve kan damarlarında, hatta gözlerde bile bulunmaktadır. Daire şeklinde olan Sfinkter kası, bu dairenin merkezine doğru kasılarak, yerleştirilmiş olduğu borunun içindeki katı veya sıvı maddenin, bazen ışığın geçişini bile engelleme, azaltma, tamamen durdurma işini yapar veya gevşeyerek geçişe imkân verir.
Ağızla başlayıp anüsle son bulan sindirim borusu, trafikteki mecburi istikamet gibi sadece ağızdan anüse doğru ilerlemeye imkân veren bir kanaldır. Canlı haldeyken 5 metreye yakın uzunluktaki sindirim borumuzun (ölünce kaslar gevşediği için 7,5 metre olur), niçin ve nasıl tek istikamette çalıştırıldığını, bir hastalık olmadığı müddetçe iki ucunda hiç bir akıntı veya sızıntı olmadığını hiç düşündünüz mü? Aldığımız katı ve sıvı gıdalar midede belli bir müddet durduktan sonra geri gelip kusmuyoruz veya sindirilmeden bağırsaklara doğru ilerleyemiyor.
Aslında Sfinkter’leri en çok su şebekelerindeki vanalara veya musluklara benzetebiliriz. Sadece açıldığında, tek yönlü geçişe izin verirler. Genellikle sindirim kanalı muhteviyatının geri gelmesini engelleme görevleri vardır. Ancak kusma esnasında şu ana kadar bilim adamlarının da sebebini bulamadığı bir şey olur. Sindirim kanalının ön bölgesi, tersine çalışmaya başlar. Sfinkter’ler tersine doğru açılırlar ve kusma gerçekleştirilir. Kusma ilk planda bize tiksindirici gelse de çok önemli bir tedavi ve vücudu zehirlerden temizleme ameliyesidir ki genellikle besin zehirlenmelerinden sonra görülür.
Sindirim Kanalındaki Büzücü Kaslar
1- Yutakla yemek borusu arasındaki büzücü kas (Faringoözofajiyal Sfinkter):Bu büzücü kas, normalde kapalıdır ve yutaktaki havanın mideye geçmesine izin vermez. Eğer bu kas iyi çalışmazsa hava yutarız, midede gaz birikir ve şiddetli karın ağrısı ve şişkinliğe sebep olur. Buna hava yutma hastalığı denir. Normalde bu Sfinkter sadece yutarken açılır ve sadece lokma ve sıvı şeklindeki gıdaları geçirir fakat hava geçişine izin vermez. Lokma ağızdan yutağa yuvarlandığında yutak kasları otomatik kasılır ve bu Sfinkter açılır. Lokma yemek borusuna geçince tekrar kapanır ve yemek borusundan hiçbir şeyin yutak ve ağıza geçmesine izin vermez. Sadece kusma esnasında bu Sfinkteraçılır ve kusmuk dışarı çıkarılabilir.
2- Yemek borusu ile mide arasındaki büzücü kas (Kardioözofajial Sfinkter):Bu kas sadece yutma esnasında kısa süreli açılır. Bu Sfinkter’inana vazifesi, mide muhtevasının yemek borusuna kaçmasını engellemektir. Bu kas grubu zayıflar veya bozulursa, asitli olan mide sıvısını yemek borusuna kaçırırsa, kuvvetli asit, yemek borusunda yaralar meydana getirir ve şiddetli bir ağrı ortaya çıkar. Buna reflüdenilir. Tam tersine, Sfinkteryutma esnasında yeterli genişlikte açılmazsa lokma yemek borusundan mideye geçemez buna da akalazyahastalığı denir. Hem reflü hem de akalazya, tedavisi zor olan, bazen ameliyat gerektiren önemli sağlık problemleridir. Açılmasına veya kapanmasına irademizin hiç karışmadığı bu Sfinkter’in düzgün çalışması bu açıdan çok önemlidir.
Kaynak: Çağlayan Dergisi https://caglayandergisi.com/2018/09/30/buzucu-kaslarimiz/
Bu Yayına Yorum Yapın