Kut’u dolar ile ‘Kutlu yürüyüş’ olur mu? | Doç. Dr. Salih Yücel
Sydney’de bir üniversite de Ekonomi ve Uluslararası ilişkiler Bölümü’nde master yapan Müslüman bir öğrenci yanıma geldi.
Sınıfında ders veren önemli bir ekonomi profesörünün; “Bugünkü batı ekonomisi İbn Haldun’a borçludur. Batıda ki, bütün Merkez Bankaları onun teorisi ışığında çalışır” dediğini aktardı.Profesörün dediği doğrudur el hak. Çünkü, İbn Haldun (ö.1406) batıda tarihin, sosyolojinin yanında aynı zaman ekonominin de babası olarak bilinir.Peki, İbn Haldun’un teorisi ne?
Ona göre, “Paraya idareciler müdahale etmemeli ve para işlerini başında takva sahibi olan ve ülke idarecilerinden bağımsız olan bir komite idare etmeli”.
GELİŞMİŞ ÜLKELERİN MERKEZ BANKALARI ÖZERK
Nitekim bugün bütün gelişmiş ülkelerin Merkez Bankaları özerktir. Peki, İbn Haldun gibi büyük bir beyni yetiştiren İslam coğrafyasının Merkez Bankaları’nın başındakiler? Onlar çoğu ya hükümetlerin veya Kralların kapıkulu askerleridir. Neticede dünya yeraltı zenginliğinin yüzde 62’sine sahip olmalarına rağmen, Müslüman ülkeler fakir. Zira zenginler ve halkın parasını çalıp çarpan iktidar sahipleri, paralarını gelişmiş ülkelerin bankalarına yatırıyorlar. Halk da güven ortamı olmadığı için Dolar ve Euro’ya çevirip yastık altına koymuş durumdalar. Çünkü insan, güven ve hürriyeti aradığı gibi, para da hür ve bağımsız olan ülkelere gider.
Malum Türkiye son 10 gün içinde nerede ise yüzde 30 fakirleşti. İdareciler başkalarını suçlayıp topu taca atmaya devam ediyorlar. Onların şatafatlarından, lüks ve israflarından bir şey eksik olmadı. Fakat olan, halka oluyor. Daha nelerin olacağını da kestirmek mümkün değil.
Peki neden?
İbn Haldun’u dinlemedikleri için. Gül gibi çalışan, en sağlam olan Bank Asya’yı devlet gücünü kullanarak, önce aylarca tehdit ettiler. Millet aldırmadı. Banka çökmedi. Bu defa zorla el koydular. Paranın hürriyeti gidince, ülkede güven olmayınca, zenginler ülkeyi terk etmeye başladı. Rakam doğru olmayabilir; Son üç senede 10 binin üzerinde milyonerin ülkeyi terk ettiğini medyada yer aldı. Şimdi, işadamlarına sopayı gösteriyorlar.
KUT’UN OSMANLICA’DAKİ ANLAMI
Evet, İbn Haldun kainat kitabını doğru okumuştu. Evlerinde kut’u dolar olanlar ise “Kutlu Yürüyüş”ün nârâlarını atıyorlardı. Başkasının parası ile ayakta kalabilenler “Kutlu Yürüyüş” yapabilir mi?
Osmanlıca bilmeyenler için “kut” ölmeyecek kadar demek.
Tarihi inceleyin. Barışın ve adaletin olmadığı hiç bir ülke, ekonomik olarak gelişmemiştir. Türkiye 2000’li yıllarda komşularla sıfır sorun politikası geliştirdi. Kısmen barış oluşturdu. Dünyanın gözdesi olmaya başladı. 2012’de terör bitme noktasına gelmişti. Fakat güç ve kuvveti tamamen ellerine geçirince, her ülke ile aralarını bozdular. Nerede ise dünyada kendilerine dost bırakmadılar. Önce komşularla bozuştular. Şehid Ramazan El-Buti gibi büyük bir âlimin uyarılarına rağmen, Suriye’deki yangına benzin döktüler. Neticede ise ülke, dört Atom Bombası yemiş gibi yıkıldı. Yüzbinlerce insan öldü. Sonunda zalim Beşar Esat ile el sıkışarak, rejimiyle ortak çalışmak zorunda kaldılar. Yani El-Buti’nin dediğine geldiler; ama ba’da harabul Suriye.
Sonra, sahte bir ihtilal ile karıncayı dahi ezmeyenleri terörist ilan ettiler. İnsanlık tarihinin en büyük yalanlarını uydurdular ve uydurmaya devam ediyorlar. Netice! Ne adalet kaldı, ne de güven. Güven olmayınca yatırım da yok. Dışarıdan sıcak para akışı çok az. Ekonomi dış müdahalelere açık hale getirildi.Bir ülke başkanın bir cümlesi ile hızlı çöküş başladı. Bu işin zahiri tarafı. Birde işin manevi tarafı var. Üstad Lahika’larda defalarca ülkedeki kıtlığın ve afatın bir nedeninin Nur Talebeleri ’ne yapılan zulüm ve de Risale-i Nur’un okunmasının ve yazılmasının engellenmesini gösterir.
Sağlam bir kaynakta okumuştum.
Yıl 1948 olsa gerek. İsmet İnönü, Cumhurbaşkanı iken bir defasında “kambiyo” sözünü duyar fakat ekonomide ne anlama geldiğini bilmez. Dönemin bakanlar da bilememiş. Netice de batıda ekonomi doktorası yapmış birini bulurlar. O gelip, İsmet Paşa’ya izah eder. İki cihan savaşı ile yerle bir olmuş, Almanya tekrar ayağa kalkmış, fakat 25 yıldır kimse ile savaşmamış, ama Risale-i Nur Talebeleri ile şeytanlara üstatlık yapacak derecede amansız mücadele etmiş o günkü Türkiye’de insanlar, giyecek elbise ve ayakkabı bulamıyor. Tarih yeniden tekerrür etti.
2003-2012 yılları arası nurlar serbestti. Türkiye’de her hafta on binlerce yerde nur dersleri yapılırdı. Ülkenin ekonomisi dokuz yılda üçe katlandı. Önce gizli, 2013’ten sonra da açıktan nurları engellediler ve zulme başladılar. Sekiz yıl, Lira karşısında nerede ise yerinde sayan dolar, son dört buçuk yılda 1.8 den 6.4e yükseldi. Keşke şapkalarını önlerine koyup düşünseler.
İBN-i HALDUN’U BİLDİĞİNİ SANAN AMA GERİ KALAN İSLAM ÜLKELERİ!
Evet, İbn Haldun’u bilmeyen veya bilse de teorisini uygulamayan geri kalmış İslam ülkeleri, öbür taraftan onun prensibini uygulayıp gelişmiş ülkeler. Kâinat kitabını kim doğru okursa, Allah muvaffak eder. İslam ülkelerinin idarecilerinin çoğu ne kâinat kitabını doğru okuyabilmiş, ne de İbn Haldun’u anlayabilmişler.Velhasıl kelâm, kut’u dolar ile “Kutlu yürüyüş” değil, olsa olsa dokuz şiddetinde bir depremin yaptığı gibi ülkenin yıkılışına sebep olur. Allah muhafaza buyursun.
Kaynak: http://zamanaustralia.com/doc-dr-salih-yucel/2018/08/kutu-dolar-ile-kutlu-yuruyus-olur-mu
Bu Yayına Yorum Yapın