Önden gidenlere yurtdışında çocuk yetiştirmeyi sorduk: Yaşayarak örnek olmaya çalışıyoruz
EBRU NİDA BİLİCİ
10 yıldır yurt dışında yaşayan Yaman ailesi, sevgi ve saygı atmosferli yuvalarında bir yandan yeni kültüre adapte olmaya yönelik çalışmalar yaparken bir yandan da kendi değerlerimizi çocuklarına sevdirerek öğretmişler…
Evrelerindeki yıllanmış ama yıllanırken yıpranmış evliliklerin akıbetine uğramamak adına birbirlerine verdikleri bir sözle adım atmışlardı evliliklerine. Çocuklarının inşa edeceği evliliklere de model olacak bir yuva kurmayı istiyorlardı. Sevgi ve saygı eksenli ilişkileri yıpranmadan bir ömür sürdürülecekti.
Bu aslında iddialı bir hedefti. Ama nadide bir çiçek gibi itina gösterdikleri 20 yıllık evlilikleri boyunca sadakatle sözlerini tutmaya gayret ettiler. Allah da onları mahcup etmedi.
Bu ideal üzerine evliliklerini oturtan Zekeriya ve Fatma Yaman çifti, evlerini bir yuva sıcaklığında tutma ve ‘hedefleri, idealleri olan, insanlığa katkıda bulunacak çocuklar’ yetiştirme gayretinden hiç vazgeçmedi.
YILLIK KEYFİYET PLANI YAPIYORLAR
Zekeriya Yaman PDR uzmanı; eşi Fatma Hanım ise fizik öğretmeni. On yıldır Amerika’nın çeşitli eyaletlerinde eğitim hizmetleri veriyorlar. İkisi erkek üç çocukları var. En büyük evlatları İhsan 17, Kerem 16, Azra ise 9 yaşında.
Yaman çifti, aile fertlerinin keyfiyet gelişimini yıllık planlarla sağlamaya çalışıyor. Her yılın başında oturup yıl boyunca okumayı hedefledikleri kitapları belirliyorlar. Ütopik sayılar değil de okuyabilecekleri miktarda kitap kararlaştırıyorlar.
Kur’an-ı Kerim hatimleri, Risaleler, İlmihal ve Pırlanta serileri, bir de yaşlara göre değişen güncel kitaplar. Kitapları aylara paylaştırıyorlar. Ve ailenin her ferdi yılsonuna kadar hiç de azımsanmayacak sayıda kitap okumuş oluyor. 10 ciltlik Allah Dostları Külliyatı, bu şekilde iki yılda bitirdikleri bir seri.
MUTLAKA AİLE TOPLANTISI YAPIYORLAR
Artık kabul görüp yaygın olarak uygulanan ‘aile toplantıları’ Yamanların da olmazsa olmazı. Çocuklar dünyaya gelmeden başlattıkları bu toplantılar zamanla çocukların da dâhil olduğu günü ve saati belli olan faydasını gördükleri buluşmalara dönüşmüş.
Çocuklar kendi meselelerinin de ciddiyetle konuşulup, çözüm arandığını gördükleri bu toplantıları gerçekten önemsiyor. Zekeriya Bey, bu toplantıların getirdiği faydaları şu şekilde örnekliyor: “Çocuklar kendileri ile ilgili önemli bir meseleyi dile getirmek istediklerinde bunu aile toplantısında konuşmayı talep ediyorlar.
Bir dostumun şu ifadesi çok manidardı; “Başka zamanlarda çocuklara söylediğimde karşı çıktıkları meseleleri aile toplantılarında, sebepleriyle anlattığımda ciddiyetle karşılıyorlar ve meselelerle ilgili çözüm üretiyorlar.”
“KÜLTÜR AİLEDE ÖĞRENİLİR”
Yaman çifti 10 yıldır Amerika’da yaşıyor. Çocuklarının kültürümüze ait değerleri çevreden görme şansları olmadığı için bunları aile ortamında öğretiyorlar.
AİLEDE EĞİTİM
Mesela, misafirliğe ait çocukların öğrenmesi gereken davranışları uygulamalı olarak anlatıyorlar. Eve girince insanlara selam verme, büyüklerin halini hatırını sorma, ikramlar için evin annesinin hoşuna gidecek ifadelerle teşekkür etme, gelen misafiri kapıda karşılayıp arabaya kadar uğurlama, misafirleri bir dahaki sefere tekrar buyur etme…
Zekeriya Bey, bu konudaki tatlı bir anısını şöyle anlatıyor. “Büyük oğlum ilkokul 3. sınıfa gidiyordu, misafirlikte yediği tatlı çok hoşuna gitmiş. Ev sahibi hanıma; “O kadar lezzetli yapmışsınız ki, varsa canım bir daha istedi.” demişti. Bu ifadesi ev sahibinin çok hoşuna gitmişti, yıllar geçtiği halde hala anlatır.”
GÜNE KİTAP OKUYARAK BAŞLIYORLAR
Yaman ailesi çevrede cami olmadığı için vakit girdiğinde evde ezan okuyup namazları cemaatle kılma konusuna hassasiyet gösteriyor. Baba evde olmadığında iki kardeşten biri imam biri cemaat olup odalarında kılıyor.
Ailenin haftada bir gün birlikte kitap okuma saati oluyor. Bu, ‘aile saati’nin bir parçası olarak sürdürülüyor. Bunun dışında sabah namazlarından sonra da 15-20 dakikalık kitap okuma kuralı var.
OKULA GİDERKEN 7 AYET-EL KÜRSİ OKUYORLAR
Yaman çifti için birlikte oldukları her an ve ortam, eğitim için bir imkâna dönüştürülebiliyor. Sabahları çocukları okula götürürken mutlaka 7 Ayet-el Kürsi’yi birlikte sesli okuma ve arkasından “Allah’ım! Bu topraklarda Efendimizin (sas) ismini temsil ettirecek bir hayat nasip et…” diye başlayan günün duasını mutlaka yapmaya çalışıyorlar.
Bütün bu güzel faaliyetlerin sevgi ve istekle devam etmesinin gizli mimarı ise Fatma Hanım. O programlara hazırlama konusunda hem çocukları motive ediyor hem onlar için küçük ikramlar hazırlıyor hem de kendi görevlerini yerine getiriyor.
Eşiyle birlikte tüm bunları anlattıktan sonra Zekeriya Yaman son söz olarak şunları söylüyor: “Saydığımız prensipleri uygulamaya çalışsak da ailemizde her şey mükemmel diyemeyiz. Biz de çocuklarımızla ilgili birçok sorun yaşayabiliyoruz. Ama birbirimize duyduğumuz sevgi ve saygıyla her sorunu aşmaya çalışıyoruz.”
EN YAKIN KÜTÜPHANEYE ÜYE OLUN
Zekeriya Yaman, “Biz buraya geldiğimiz zaman hemen kütüphaneye üye olduk. Ailece kütüphaneyi aktif kullandık. Bu, çocuklarda İngilizce konusunda motivasyon aracı oldu. Tabi bu arada Türkçe’yi unutmamaları için Türkçe kitap okumaya teşvik edici çok yollara başvurduk (okudukları kitap başına ödül, kitabı birlikte okuma, okudukları kitaplar hakkında konuşma vb). Muhacir aileler de bulundukları yerlerdeki kütüphaneleri yerli halk kadar etkin kullanmalı.
ÇOCUKLARINIZA ARKADAŞ BULMAYA ÇALIŞIN
Çocukların yaşıtları ile bir araya gelmesi ve uygun arkadaşlık ortamının oluşması adaptasyon sürecinin hızlanması açısından çok önemli. Zekeriya Bey, bir arkadaşının bu konudaki hassasiyetini şu sözlerle anlatıyor: “Bir saatlik uzaklıkta küçük bir şehirde yaşayan bir arkadaşım, bulunduğu yerde çocukları için uygun arkadaş ortamı olmadığı için bir yıl boyunca hemen her hafta sonu çocuklarını bu şehre getirip arkadaşlarıyla buluşturdu. Bu takdire şayandı.’
MUHACİRLERE TAVSİYELER
Mesleki birikimi ve uzun yıllar yurt dışı tecrübesi olan Zekeriya Beyin, Türkiye’den aniden ayrılan aileler için önemli tavsiyeleri var:
- Daha önce o ülkelere yerleşmiş tecrübeli insanlardan yardım alınabilir.
- Sürecin en çok yıprananları olan çocuklarınıza desteğinizi hissettirin.
- Çocuğunuzun durumuna göre kısa süreli hedefler belirleyin ve gerçekleştirmeleri için destekleyin.
- Adaptasyon dönemindeki çocuklar, okul sonrası zamanlarda, hafta sonlarında spor veya sanat alanında bir kursa gitmeli. Bu kurslar, hem çocukların becerilerini geliştirmeleri hem özgüven oluşturmaları hem de üniversiteye giderken katma bir değer olması açısından önemli.
- Ailenizle birlikte kaliteli zaman geçirmeye çalışın. Bu, beraberce yenen akşam yemeği, birlikte oyun oynama veya bir aktivite yapma da olabilir.
- Dertlerin paylaşıldığı, günü ve saati belli, haftalık aile toplantıları çok önemli. Bunun aksatılmaması verimliliği açısından gerekli.
Kaynak: https://www.yeniailem.com/onden-gidenlere-yurtdisinda-cocuk-yetistirmeyi-sorduk-yasayarak-ornek-olmaya-calisiyoruz/
Bu Yayına Yorum Yapın