Her Şeye Rağmen Vatan | Halit Emre Yaman


Bizler ekseriyet itibariyle büyürken “vatan-millet-Sakarya” ninnileri dinleyip “Kızıl Elma”yı hedeflemiş bir nesiliz. Ne yalan söyleyeyim bunca badireye rağmen hala aynı duyguları taşıyorum. “Sen hala orada mısın?”, “Aş kendini…”, “Dünya Türkiye’den ibaret değil…” vb. tavsiyelerde bulunan arkadaşlar olabilir. Eyvallah, gözümsünüz; başımın üstünde yeriniz var…

Bundan sonra yazacaklarım için ta’n etmeyin beni. Altın kafeste de olsam “ah vatan” diyecek bir kuşağın mensuplarındanım zira… Anayurttur vatan bizler için, ata yurdudur…

Tanımı herkes için farklı olmakla birlikte vatan, coğrafyadır; Ağrı Dağıdır, Fırat’tır, Van Gölüdür, Toroslardır, Çukurova’dır, İstanbul Boğazıdır, Karadeniz’dir…

Bir karış dahi olsa cennetlere değiştirilmeyen toprak parçasıdır vatan… Gidemesek de, göremesek de, hatta ayrılmak zorunda kalsak da orada durmaktadır vatan…

Nemrut’ta batan güneş, Konya’da sema, Uludağ’da kayak, Eyüp Sultan’da sabah namazı, vapurda martılara simit atmaktır vatan…

Bir bedeli vardır vatan sahibi olmanın… Nasıl ki kolay kazanılan paranın kıymeti yoktur, aynen öyle de uğrunda çile çekilmeyen, sürgüne gidilmeyen, zindanlarda atılmayan, gaybubete çekilmeyen vatanın da kıymeti yoktur. Savaş meydanlarında ortaya çıkan vatan sevgisi artık Meriç’te, Ege’de kendini göstermeye başladı…

Vatan; Malazgirt savaşında açılan kapıdır, Haçlı seferlerine karşı koymaktır, Söğüt’ün bağrında diriliştir, İstanbul’un fethidir, yedi düvele karşı Çanakkale’de destan yazıp yeni ufuklara yelken açmaktır…

İstiklal Marşı, bayrak, camiler, zafer türküleri ve şehitlerin mezar taşları vatanın tapusudur…

Vatan; Türk, Kürt, Alevi, gayrı müslim, Dadaş, Efe, Laz, Gakkoş ayırımı yapmadan herkesle bir arada huzur ve sevgi ile yaşanan ortamdır…

Vatan sevgisi imandandır. İşte o yüzden, ezan, minare, kubbe, ilahi, tekbir, secde ve dua da vatandır.

Mevlana, Yunus Emre, Osman Gazi, Hacı Bektaş-ı Veli, Pir Sultan Abdal, Nasrettin Hoca, Evliya Çelebi ve Mimar Sinan’ın yoğrulduğu sonra da yoğurduğu topraklardır vatan…

Vatanı bu kadar dar alana sıkıştırmak yakışmaz bize… Vatan, kahramanlıktır, fedakârlıktır, hoşgörüdür, sevmektir, merhamettir, şefkattir, dayanışmadır, paylaşmadır, tevazudur, ahlaktır, faydalı olmaktır… Namustur vatan, özlemektir, gözyaşıdır…

Aslolan yaşamak olsa da, zamanı gelince uğruna ölünecek yerdir vatan… Yeniden dirilişe zemin hazırlamak için…

Bazen komşunun hakkını gözeterek kurbandan pay ayırmaktır, bazen hastaya götürülen bir tas çorba, bazen de bir yetimin başını okşamaktır vatan… Bayram ziyareti veya taziyeye gitmenin vatan olmadığını kim iddia edebilir ki?

Vatan; bazlama, mıhlama, tarhana, otlu peynir veya menemenle yapılan kahvaltıdır. Lahmacun, kısır, içli köfte, çiğ köfte, keşkek veya madımakla karın doyurmaktır, şalgamdır, bir tas ayrandır… Baklavadır vatan, künefedir, kabak tatlısıdır… Hepsinden öte dostlarla içilen bir bardak çaydır…

İdeolojiye, tarafgirliğe, partizanlığa, ırkçılığa, hamasete, dostların vefasızlığına, düşmanın insafsızlığına, rahat içinde yaşamaya feda edilecek kadar basit bir meta değildir vatan…

Yerinde anadır vatan, yerinde çocuğumuz; kimi zaman da yârdır, sevgilidir. Düşman değildir vatan; nefret edilmez ondan…

Kuş uçmaz-kervan geçmez köylerde, yatılı okullarda, dershanelerde öğretmenlik yapmaktır vatan… Her karış toprağında insan yetiştirilen yerdir vatan…

İnsanın kendisi gibi olmak istediğinde hainlikle suçlanmadığı yerdir vatan… Devletin ve ona musallat olmuşların, vatandaştan daha değerli olmadığı yerdir vatan…

İnsan bütün bunlardan mahrum edilince, her şey yerli yerinde olsa da orası artık vatan değil, sadece bir ülkedir. Ama yine de insan nereye giderse gitsin burnunun kemiklerini sızlatan vatan gibisi yoktur.

Vatan bazen insanın doğduğu yer olsa da doyduğu yer hiç değildir. Vatan, kalp atışında, buğulu gözlerde, bazen hüzün bazen de sevinç gözyaşlarında saklıdır…

Ölçüye, tartıya gelmez vatan… Bir kalemde silinip atılacak şey de değildir… Vatanı gönülden sevmek kolay, aklen idrak etmek zordur…

Acizliğin bir anlamı da vatanı tarif etmektir. Vatanı ancak ondan ayrılmak zorunda kalanlar tarif edebilir.  Tanımı ancak gurbette yapılabilir vatanın…

Vatan, onu yaşanmaz hale getirenlere inat, zaman ve mekân farkı olmadan gönlüm(üz)ün gülüdür.

“Dost bîvefa, felek bîrahm, devran bîsükûn, / Dert çok, hemdert yok, düşman kavî, tali’ zebun” olsa da vatana küsmek olmaz, vesselam…


Kaynak: http://thecrcl.ca/circle-blog-halit-emre-yaman-seye-ragmen-vatan/

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.