MEĞER ISINAN KIZILDENİZ’MİŞ! | KADİR GÜRCAN

Ä°lgili resim

Esed’in sivillere yönelik kimyasal silah kullanımı bütün dünyayı ayağa kaldırdı. Bir haftalık uluslararası bürokratik hareketlilik sonunda, askeri bir müdahale çıkacağı belliydi. Öyle de oldu. Ortadoğu kuşağındaki ülkeler geceyarısına, alışık oldukları, ABD’nin başlattığı hava operasyonu ile uyandılar. Doksanlı yıllarda, Irak Operasyonunu dünyaya canlı yayın olarak geçen haber ajansları için bu tür haberler bir kaç günlük heyacandı.

Kimyasal silahların kullanımı konusunda Ortadoğu mercek altında. Daha once olduğu gibi bundan sonraki teşebbüslerin de buna benzer şekilde karşılık bulacağını tahmin edebiliriz. Ortadoğulu diktatör ve zalimlerin öldürdüğü insan sayısından daha çok, hangi yöntem ile öldürdükleri önemli. İşin içine kimyasal silah girdiği zaman, dünyanın büyük ülkeleri tepelerine bomba yağdırmaktan asla vazgeçmeyecekler. 

Operasyon sabahı uyku mahmurluğunu atamayan medya esnafı, zavallılar “Şimdi mi aklınıza geldi!” diye, güya dayılanıp, efeleniyorlar. Bölgesel ve lokal katliamları, insan kıyımlarını durdurması gerekenler, ülkelerin kendi muhalif güçleri. Ama iş uluslararası bir tehdide dönüştüğünde tepkinin dünya devletlerinden gelmesine alışmak gerekiyor. Yoksa şimdiye kadar, Suriye’de Baba-Oğul Esedlerin, Irak’ta Saddam’ın, Mısır’da Sisi’nin, Türkiye’de bir başka diktatörün öldürdüğü insan sayısını kimse bilmiyor ve merak da etmiyor. Ülke içi muhaliflerin, bunların hesabını soracak siyasi gücü bulmaları kendi üzerlerine vazife

ABD ve Avrupalı devletler bu tür hava saldırılarını, mesai saati içinde, operasyonlara katılanların akşam yemeğini evlerinde yemeleri,esprisi içinde halletmeye gayret sarfediyorlar. Bizim yerli yapım diziler gibi, önü-sonu belli olmayan, skorunu kimsenin bilemediği, verilen kayıpların cenaze namazlarındaki riyakar siyasilerce savuşturulduğu Afrin tipi ucuz, iç yapımlar ilgi çekmiyor. 

“Geliyorum!” diyen Suriye hava operasyonu için alarm verilmeye başladığında gözler birden Akdeniz’e çevrilmişti. Suriye’nin kısa vadeli koruma ve savunma işini üzerine alan Rusya’nın karşı atak tedbirleri de konuşulmaya başlayınca, bizim medya beslemeleri, hemen Üçüncü Dünya Savaşı çıkıyor demeye başladılar. Hiç de öyle olmadı. 

Sonradan ortaya çıkan operasyon detayları çok ilginç. Herkes, “Akdeniz Isınıyor!” diye bildik haberleri okurken, ABD Deniz Kuvvetleri, Kızıldeniz’i ısıtıyormuş. Rusya ve Türkiye’nin operasyon sonrası afallamaları bu yüzden imiş. Suriye’de hedefleri vuran füzeler Akdeniz’den değil, Kızıldeniz’den gelmiş, iyi mi? Anlayağınız, Rusya’nın “ABD’ye karşılık veririz!” blöfleri boş ve ucuz dayılanmalar değil miymiş? Birleşmiş Milletler görüşmelerinde, boş itirazlarıyla birlikte koltuğa gömülmeleri bu ayıbı, kamufle için olsa gerek. Dış basında çıkan haberler “ABD güçleri Rusya ve müttefiklerini salak yerine koydu!” diye yazdı. Dalga geçmekte haklı değiller mi?

Mısır yakınlarındaki ABD gemilerinden 30 Tamhawk olmak üzere 105 füze fırlatılmış. Sorumlu General Kenneth McKenzie basına yaptığı açıklamada “Operasyon gayet başarılı, tesirli ve karşı konulamayacak çaptaydı. Suriye’den en küçük bir karşı koyma sözkonusu değildi!” şeklinde oldu. Dikkatinizden kaçmasın operasyon ile alakalı bu detayı Trump değil, operasyondan sorumlu general verdi. Afrin hakkındaki bilgileri neden hep Saray’dan alıyoruz diye işkillenmiyor musunuz? 

Suriye’den yapılan açıklamada “70 füze!” denmişti. “Kavgada yumruk sayılmaz!” deyişi ne kadar doğruymuş. Rusya’nın müttefikleri, füzeleri sayacak vakit bile bulamamışlar.

Yetmiş dakikalık ABD yapımı bir operasyon; başladı ve bitti. Fransa ve İngiltere’nin de katıldığı ortak bir operasyon idi ama, başrolde ABD oynuyordu. Çabuk başlayıp biten hava saldırısından sonra, Esed’in “Hollywood yapımı!” ile neyi kasdettiğini bilmiyoruz. Şu kadar var ki, detaylar ortaya çıktıkça, başarılı ve kesin bir harekat olduğu anlaşılıyor. 

Böylesine başarılı Hollwood yapımını mı seyretmek istersiniz, yoksa, başı-sonu belli olmayan, Saray’ın gönlünü hoş etmeye çalışan ‘Ertuğrul’ saçmalığını mı? Ertuğrul’da o oynuyor, Afrin’de o, Sultan Abdülhamit’de o. Ya hu, hiç mi başka aktörünüz kalmadı? Elinden gelse, milli takımda bile oynayacak, herhalde.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.