Zor ancak zorunlu bir mücadele | Nurullah Albayrak
Olağanüstü hal 18 Temmuz tarihi itibariyle -en azından hukuki olarak- sona erdi. OHAL’in sona ermesi, iki yıldır OHAL adı altında çıkarılan KHK’lar ve yapılan uygulamalarla yaşatılan mağduriyetlerin sonlanacağı ve hukuk sisteminin geldiği durumun aniden düzeleceği anlamına gelmiyor. ‘Hak verilmez alınır, alınması için de mücadele edilir’ süreci halen işlemeye devam ediyor.
Zor bir hukuksal mücadele süreciyle karşı karşıya olunduğu konusunda şüphe yok. Bu mücadelede masum ve mağdurların karşısında, kampanyaların en çirkini ile tahrik edilen bir kamuoyu, kışkırtıcı bir basın ve bu çılgınlığı körükleyen budalaca bir bağnazlık var.
İkinci olarak da, masumlar her zaman yalnızdır ve yalnız kalmıştır. Dürüst ve ahlaki değerlere sahip bazı insanlar yapılan zulmü görmelerine rağmen ya korkudan ya da başka nedenlerle seslerini çıkarmıyor ya da çıkaramıyor, bundan cesaret alan iktidar ve yargı mensupları ise hukuk dışı muameleleri daha kolay ve yaygın olarak yapılabiliyor.
Mahkemeler en temel hukuk ilkelerini bile yok sayıyor
Evet, iktidar en temel hukuk ve vicdan kaidelerini yok sayarak yaptığı zulümlerine devam etmekte, adalet beklenilen mahkemeler en temel hukuk ilkelerini yok sayarak kararlar vermekte, yaşanan onca hak ihlaline dur demesi beklenen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise zamanında müdahale etmeyerek mücadelenin zorluğuna katkı sağlamaktadır. Yaşanan zorlukların en önemli nedeni ise hiç şüphe yok ki, iktidarın sürecin en önemli organizatörü olmasıdır.
Prof. Dr. Ergun Özbudun’un tavsiyesi dikkate alınmalı
Olumsuzluklar ne kadar çok olsa da tüm bu olumsuzluklara rağmen hukuki anlamda bir imkan sağlayacağı öngörülen ve hukukçular tarafından da ifade edilen her fırsat değerlendirilerek gerekli işlemler yapılmalı. Bu kapsamda, Anayasa Hukuku profesörü Prof. Dr. Ergun Özbudun tarafından yapılan, “KHK ile getirilen kuralların olağanüstü hal sonrasında uygulanmaları veya başka bir zamanda ve yerde olağanüstü hal ilanı durumunda geçerliliklerini korumaları olanaksızdır.” açıklaması dikkate alınmalıdır. OHAL sürecinde alınan kararların ve uygulamaların sonlandırılması için başvurular ihmal edilmemlidir.
Danıştay’ın 07.12.1989 tarihinde aldığı E. 1988/6, K. 198904 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da açıkça ifade edildiği üzere, “Anayasanın, temel hak ve özgürlüklerin olağan durumlardakinden daha çok sınırlandırılmasına izin veren 15. ve 122. maddelerinin açık metninden de anlaşılacağı üzere sıkıyönetim dayanağını Anayasadan ve Anayasanın üstünlüğü ilkesinden alan hukuksal bir kurum olup sıkıyönetimin ilanını gerektiren hallere bağlı olarak yürürlüğe konulan ve bu hallerin ortadan kalkması durumunda sona eren geçici bir rejimdir. Sıkıyönetim rejiminin bu niteliği, sıkıyönetim idaresince alınan önlemlerin sıkıyönetimin kalkmasıyla birlikte sona erdiğinin kabulünü de zorunlu kılar.” Diyerek OHAL sürecinin sınırlı olduğu ve bu dönemde alınan kararların o dönemle sınırlı olduğu açık olarak belirtilmiştir. OHAL döneminde alınan kararların “tedbir” niteliğinde yani geçici kararlar olduğu bu nedenle de OHAL süreci sona erdiğinde tedbirlerin sona ermesi gerektiği çok açık anlaşılmaktadır.
İlgili tüm idarelere başvuru yapılmalı
Bu karar ve hukukçuların değerlendirmesi doğrultusunda, başta ihraçlar olmak üzere, çalışma izninin iptali, mallara el koyma, hesaplara bloke konulması gibi yaşanan tüm mağduriyetlerin sonlandırılması için ilgili idarelere başvuru yapılmalı. Bu başvurular da diğer başvuruların alternatifi olarak görmeyip, yeni bir imkan olarak değerlendirerek takip edilmeli.
Ya hukuki mücadeleye tüm bu zorluklarına rağmen devam edilip masumiyet ispatlanacak ya da yöneltilen haksız suçlamalar ve yapılan zulümler kabul edilerek tüm yaşananlara rıza gösterilecek.
Unutulmamalı ki, yapılan gerçek ve adalet için mücadele olup, tarih boyunca da bu mücadele olmuş ve ne yazık ki son mücadele de olmayacaktır. Bize düşen gerçeğin ortaya çıkması ve adaletin tecellisi adına zor da olsa hukuk mücadelesine devam etmek olmalıdır.
KAYNAK: http://www.tr724.com/zor-ancak-zorunlu-bir-mucadele/
Bu Yayına Yorum Yapın