Ana Sayfa/
Kronos.News
/
Mehmet Gökçe
/ ‘Hakkım sana helal Zeki, ama bu millete değil’ | Mehmet Gökçe
‘Hakkım sana helal Zeki, ama bu millete değil’ | Mehmet Gökçe
Zeki Güven, 2014’te vefat eden Polis babasının cenazesine aranmakta olduğu için katılamadı. Cenaze evi Kuran-ı Kerim okunurken polisler tarafından basıldı. Buzdolabının içinde, mutfaktaki çekmecelerde Zeki Güven arandı.
Eski istihbarat şefi Zeki Güven’in Sincan Cezaevi’nde ölü bulunması meslektaşlarını derinden yaraladı. İçki ve sigara kullanmayan, bilinen herhangi bir rahatsızlığı bulunmayan başarılı emniyetçinin hücresinde kalp krizinden hayatını kaybettiği iddialarına hiç kimse inanmadı. Üstelik yakalandığında “İyi sorgulansın, çok şey biliyordu” sözleriyle hedef gösteren eski emniyeteçiler “Örgüt içi infaz olabilir” diyerek bir nevi bu ölümün normal olmadığını doğruladı. Onca iftiraya, saçma sapan suçlamalara rağmen memleketi Bilecik’in Yenipazar İlçesi’nde kalabalık bir cemaat son yolculuğuna uğurladı Güven’i. Hemşehrileri, akrabaları, dostları sahip çıktı, Yenipazar ilçesi’ne ait sosyal medya mecralarında yüzlerce güzel veda mesajı paylaşıldı.
48 yaşında, geride gözü yaşlı hakime eşi Sevda Güven ve 22 yaşında Tıp Fakültesi öğrencisi Ahmet Zihni ile 10 yaşında Zehra Reyyan isminde iki yetim bırakan Zeki Güven, ölümünden 40 gün önce Eskişehir’de yakalandığı günkü duruşuyla hatırlanacağı gibi hep güler yüzlü, sakin, mütevazı bir insandı. Çocukla çocuk, büyükle büyük olurdu. Yüzünde hep yardımsever, babacan bir ifade vardı. Hatta yakınları onu anlatırken “gülmediği tek zaman namaz kıldığı anlardı” der. Silah taşımaz, karıncayı dahi incitmezdi.
‘ELHAMDÜLİLLAH BUGÜN DE BOMBA PATLAMADI’
1992 yılında Polis Akademisi’ni birincilikle bitirip göreve başladığı zamandan itibaren Ankara’da görev yaptı. Şırnak’a İl Emniyet Müdür Yardımcısı olarak gittiği güne kadar 19 sene boyunca hiçbir amiri, içişleri bakanı, başbakan ve cumhurbaşkanları onun başkentten ayrılmasını istemedi. Zira işkolik derecesinde çalışması, vatanına milletine gönülden bağlılığı, terör ve istihbarat konusundaki uzmanlığı onu vazgeçilmez yapıyordu. Kim bilir kaç gece evine gitmeyip çekyat attığı odasında sabahladı. Oğlu Ahmet’in doğumuna bile az kalsın yetişemiyordu. Ankara’da olay yaşanmaması amacıyla gecesini gündüzüne katıyordu. Evine yatmaya geldiğinde “Elhamdulillah bugün de bomba patlamadı” duasını dilinden düşürmezdi.
ABDULLAH GÜL’DEN ÖDÜL ALDI
Şırnak’ta çalışırken yılın en iyi Polis Teşkilatı seçilmeleri dolayısıyla dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den ödülü Şırnak adına aldı. 2013’te atandığı Bolu’da çok fazla çalışma imkanı verilmedi. 2014’ten itibaren de açığa alınıp hakkında alakasız birçok konuda davalar açılmaya başlandı. 2015 başında firari durumuna düştü. 15 Temmuz 2016’dan sonra eşi Sevda için de yakalama kararı verilmesinin ardından karı koca 22 Mayıs 2018’e dek saklandı. 2014’te vefat eden Polis babasının cenazesine aranmakta olduğu için katılamadı. Cenaze evi Kuran-ı Kerim okunurken polisler tarafından basıldı. Buzdolabının içinde, mutfaktaki çekmecelerde Zeki Güven arandı.
‘YEMEKLERİ YIKAYARAK YİYORUM’
Sincan’da hücreye atılan ve 40 günde ölüsü çıkan Güven’in cezaevi günlerinde ne gibi muamele gördüğü gizemini koruyor. Samsun Cezaevi’nde tutuklu eşine yazdığı mektupta yemeklerini yıkamadan yemediğini söylediği öğrenildi. Emri altında çalışanların tutuklu olmasından çok rahatsızlık duyduğu, eşinin erkek kardeşinin de adeta rehin alınır gibi tutuklanmasına içerlediği ifade edildi.
Yenipazar’daki cenaze töreninde annesi Emine Güven “oğlum şehit oldu”diye haykırırken, eşi Sevda’nın “hakkım sana helal Zeki ama bu millete değil” sözleri ise yürekleri dağladı.
* Mehmet Gökçe, Zeki Güven’in mesai arkadaşıdır.
KRONOS
Bu Yayına Yorum Yapın