SANA SÖYLÜYORUM, HAYIR SANA… | U. Vera Tuna


Eleştiri ve tenkit ikiz kardeş gibidir,  aynı görünse de kelimelerin etimolojisine baktığımızda ciddi farklılıklar var.
Tenkit kelimesi, arapça -nakd kökünden gelir,  sivri bir nesneyle tıklama, ağaçkakan gibi gagalama anlamlarını taşır. Eleştiri, bir diğer ifadeyle kritik etmek,  Fransızca’da ‘critique’ kelimesinden dilimize geçmiş ve menşei Yunanca kritikē tekhnē, “critical art” yani eleştirel sanat.
Tenkit alelade yapılabilir, bir düşünce geçmişi yoktur. Eleştiri ise hüner ister ve  fikir sancısının ürünüdür.

Tenkit virüstür, maske takmamış gripli birinin aksırmasıyla herkesi hasta etmesi gibi,  bir ortamda tenkit eden biri varsa, herkes kendini kolayca tenkit eder halde bulur. Eleştiri ise ilaçtır, hastalığı yermesi hastayı iyileştirmek istemesinden gelir.
Tenkit egosantriktir, kendi eksenlidir. Münekkid, kendi etrafında çizdiği çembere mutlak gerçek kabul ettiği doğrularını koyar ve  çemberin dışında kalan her şeyi yanlış addeder. Yanlış olana müdahale etme gereksinimi vardır ve bu müdahalenin referans noktası çemberdeki “ben” merkezidir.  Ben’ligi zarar görecekse, söylenecek yerde susar, fayda sağlayacaksa susulacak yerde konuşur. Eleştiri ise alturistiktir, muhatap endekslidir. O muhatap, kişi, kurum, toplum kim olursa olsun herkesin daha iyi versiyonuna ulaşması için uğraşmaktır, bunun için gerekirse kendinden vazgeçmektir. Başkasının iyiliğine inandığı doğruyu kendi rağmına haykırmaktır. Eleştirdiği için tecrit edileceğini bilse de, hakaret işitse de hepsine eyvallah çekmektir, belki işini kaybetmektir, falanca abinin, patronun gözünden düşmektir. İnandığı doğruyu başkası ne der endişesine  feda etmemektir. İşte bu yüzden eleştiri diğergamlıktır!
TENKİT SALDIRGANDIR, ELEŞTİRİ SAKİNDİR
Tenkit, sırttaki akrebi söylemek değil, o akrebin kendisidir. Kelimenin anlamında geçen sivri şeyden biri de, akrebin iğnesidir. Bazen nefsi müdafaa bazen fıtri temayülle, içteki zehri dışarıya vermek, akrep bahanesine muhatabın başını ezmektir. Eleştiri ise zehirli duygu ve düşüncelere, fikri panzehirler üretmektir.
Tenkit saldırgandır, sahibi diline tasma takmaz, düşüncelerini filtreden geçirmez, muhatap incinir mi diye düşünmez. Eleştiri ise sakindir, belli bir ilmi seviye ve olgunluk gerektirdiğinden, sözler usul usul çıkar dilden.
Eleştiri ve tenkiti aynı görmek, pratik hayatta bazı sorunlar oluşturur. Bunlardan en bilineni; tenkit eden kimseye karşı gösterilen haklı tepki sonucu, eleştiriye açık olmamakla suçlanırsın ya da en verimli eleştirileri tenkit algılayıp yok sayarsın. Sen tenkit edince omuzdaki akrebi söyleyen hayırhah, başkası eleştirince üslup der onun arkasına saklanırsın. Anlamda aynılık yanılsaması, eleştirinin masumiyetini tenkit bataklığında kirletir, verimliliğini tenkit zannıyla mahveder.  Mevcut düzen, eleştirinin getireceği reformlarla yenilenecekken, tenkit korkusuyla totaliterliğe teslim olur.
KONFORMİZM KOLAY OLAN
Aslında, eleştiri karşısında reaksiyoner olmanın, bazı haklı sebepleri de var. Eleştiri kültürü olmayan bir toplumda, insanlar konformist olarak yetişir. Bu yüzden farklı sesleri düzen bozuculuk görürler, bu yüzden eleştiri de negatif kodlanmıştır. Eleştiri adı altında acımasızca yapılan tenkitlerin de travmasıyla, insanlar bütünüyle eleştiriye kapalı hale gelir. Bu kişilere karşı “eleştiriye açık ol” emriyle değil,  ona değer verdiğini hissettirerek yaklaşmak gerek. Kişiler eleştiriyi bir tehdit, saldırı, yok etme, kötüleme, yargılama değil, kendi yararlarına olduğunu bildikleri zaman, eleştiriye kapalı kapılarını açacaklardır. Onların kafasında tanımladığı sevimsiz eleştiri, aslında tenkittir. Bu farklılığın altı çizildiğinde, eleştiri de, eleştirdiği için üstü çizilenler de sevgiyle kucaklanır.
Bu yazıdaki amacım, yanlış gördüğümüz şeyleri tenkit şehvetiyle mi yoksa eleştiri samimiyetiyle mi söylüyoruz bunun farkındalığını oluşturmaktı. Biliyorum, çoğunuzun bir kaç gün sonra unutacağı bilgiler. Açıkçası pek ümidim yok. Bir eleştiri duyduğunuzda, negatif kodlarınız yazıdaki argümanları galebe edecek ve ‘acaba benim iyiliğim için mi’ diye düşünmeksizin yine reaksiyoner olacak veya size göre yanlış olan şeyi, ‘acaba objektif olarak da yanlış mı’ diye sorgulamadan söyleyecek, teşrik-i mesaideki arkadaşlarınızı, iş partnerinizi, eşinizi tenkit edeceksiniz. Çünkü ben bu aciz yazıyla sizin genetiğinize işlemiş eleştiri algısını değiştiremem. O yüzden yazıdaki asıl amacım, siz değilsiniz, sizin arkanızdan gelen nesil, yetiştireceğiniz çocuklar. Tenkit ve Eleştirinin etimolojik farklılığını anlatarak girizgah yaptım, “Çocuklara tenkit virüsünü bulaştırmadan eleştirel düşünce nasıl kazandırılır?” ana  konusuyla devam edeceğim…
Blogger tarafından desteklenmektedir.