Had Gadya - Murat Aydın


Anlatılır Hag gadah’ta Derken sopa geldi,GecikmedenDeğiştin mi hiç?Değiştim ben bu sene.Ve her gece, ateş çıktı ve kül etti.Babamın aldığı, vurup dövdü.Babamın aldığı,
Ve yaşanan hiçbir şeyden ders almadan her şey yeniden başlıyor. Kim daha çok zulmedecek, kim daha çok can yakacak, zulüm yarışında kim öne geçecek? Kim hasmından daha çok, daha zalim bir katil olabilecek? Yarışı her daim yeniden başlıyor.
Ne zaman bitecek bu kısır döngü?
Yok; yaşanan hiçbir şey bu coğrafyada empati yapmayı ve yaşananlardan ders almayı öğretmiyor. Yaşanan zulümler adalete olan susuzluğu değil, gücü ele geçirme şehvetini arttırıyor. Mağdur edilenler, zulme maruz kalanlar adaletin ne kadar önemli bir şey olduğunu değil nasıl intikam alınacağını öğreniyor.
Kedi kuzuyu, köpek kediyi, sopa köpeği, ateş sopayı, su ateşi dövüp dururken, ağzı burnu kan revan içinde kalanlar adalet diye değil intikam diye ayağa kalkıyor.
Yaşadıklarımız bizi kalıplarımızdan, ideolojilerimizden, tarafgirliklerimizden kurtarıp herkes için ‘amasız, fakatsız’ adalet, ‘eşit’ hukuk demeyi öğretmiyor.
Gücün sopası önüne gelene bu dayağı atarken, kendisinden başka herkesin yediği dayağı hak gören anlayış sıra kendisine gelene kadar uyanmıyor/ uyanmak istemiyor. Uyanmanın bir bedeli var; bir de yılan bana dokunmaz umudu.
Her kesim devlet gücüne kavuşup kendinden olmayanların hakkından gelme planları yaptığı için de, ‘herkes için mutlak hukuk, mutlak adalet’ mücadelesine girişmiyor.
Ve; Kedi kuzuyu, köpek kediyi, sopa köpeği, ateş sopayı, su ateşi, ölüm meleği hepsini..,
Ne diyordu Had Gadya’da…
*( Filistin’de ve Yahudi Hamursuz bayramının sonunda Yahudilerin söylediği eski bir savaş tekerlemesi.)
https://medium.com/tr724/had-gadya-eabca90d3efd

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.