OHAL KOMİSYONU, REJİM NOTERİ GİBİ ÇALIŞIYOR! [İlker Doğan]
Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde birbiri ardına çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname’lerle (KHK) işlerinden olanların mağduriyetini gidermek için kurulan OHAL İnceleme Komisyonu, ‘notere’ dönüştü! Sözde ‘komisyon’ inceleme yapmak yerine mahkemelerin hukuki dayanaktan yoksun kararlarına dayanarak binlerce dosyayı reddetti. Komisyonun, mahkeme kararı beklenmeden karara bağladığı dosya neredeyse yok! Önce başvuruyu alan komisyon, sonra mahkemenin kararını bekliyor. Ardından da bu kararı reddine gerekçe yapıyor.
Sözde ‘darbe’ girişiminin ardından ilan edilen OHAL, hukuksuz uygulamaları da beraberinde getirdi. OHAL döneminde çıkarılan KHK’larla Meclis resmen by-pas edilirken, kamudan 120 binden fazla memur hiç bir hukuki gerekçe gösterilmeksizin atıldı. Bank Asya’da hesabı olduğu, çocuğunu MEB’e bağlı özel bir okulda gönderdiği, tamamen yasal olarak basılan bir gazeteyi okuduğu ya da Bylock gibi herkese açık bir uygulamayı telefonuna indirdiği gerekçesiyle onbinlerce insan ihraç edildi. Anayasa Mahkemesi’nin ‘KHK’ları denetleyemeyeceğini’ açıklaması üzerine mağduriyetlerin incelenmesi için bir komisyon kurulmasına karar verildi.
İLK KARAR 15 TEMMUZ’DAN 1,5 YIL SONRA
OHAL İnceleme Komisyonu 23 Ocak 2017’de yine bir KHK ile kuruldu. Başvuruları ise kurulduktan 6 ay sonra kabul etmeye başladı. Komisyonun ilk başvuruları kabul tarihinin sözde darbe girişiminden 1 yıl sonra olduğunun altını özellikle çizmekte fayda var. Komisyon ilk kararını ise 15 Temmuz’dan 1,5 yıl sonra 21 Aralık 2017’de verdi. Sadece 100 dosya incelenmişti. Kararlara ilişkin ayrıntı ise verilmedi.
MAHKEMEYİ ‘TASDİK’ EDİYOR
Bugüne gelelim. Geçtiğimiz hafta ‘OHAL Komisyonu’nun bir yılı: 125 bin itiraz 50 bin karar’ başlıklı haberler yayınlandı gazetelerde. Buna göre, OHAL İnceleme Komisyonu, bir yıllık görev süresinde 125 bin 600 başvurudan 50 bin 300’ünü karara bağlamıştı. Dosyalardan 46 bin 600’i reddedildi. OHAL İnceleme Komisyonu Başkanı Salih Tanrıkulu, ret kararlarının yüzde 94’ünün adli soruşturma/kovuşturma bilgisi nedeniyle alındığını söyledi.
ÖNCE MAHKEME KARARI BEKLENİYOR
Salih Tanrıkulu’nun açıklaması, mağduriyetlerin incelenmesi amacıyla kurulan komisyonun kararlarının neredeyse tamamını mahkemelerin hükümlerine göre verdiğinin itirafı. Eldeki bilgiler de bunu doğruluyor. Komisyonun mahkeme sürecinin bitmesini beklemeden verdiği bir karar yok! Mahkemelerin hükümlerini bekleyerek karar verecek bir İnceleme Komisyonu, mağduriyetleri nasıl giderecek?
ÖRNEK BİR DOSYA: TEK SUÇLAMA BYLOCK
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda çalışan bir memur, 679 sayılı KHK ile ihraç ediliyor. İhracının ardından tutuklanan kişi, daha yargılaması bile başlamadan önce OHAL İnceleme Komisyonu’na başvuruyor. Hakkındaki tek suçlama ‘bylock’ listesinde adının olduğu iddiası. MİT tarafından hazırlanan ve hatalı olduğu ortaya çıkan listede adı olduğu için geçtiğimiz ay ceza aldı. Bylock içeriği bile yok. ‘Örgüt üyeliği’ iddiasıyla mahkum edildi. Komisyon’a yaptığı başvurunun cevabı ise mahkemenin kararından 15 gün sonra geldi! Komisyon, ‘mahkemenin bylock’ kararına dayanarak başvuruyu reddetmişti. Komisyon, ‘başvurucunun çalıştığı kurumdan gelen ve kendisinin ‘F.tö mensubu olduğu değerlendirilen’ yazıyı da red gerekçeleri arasında saymış!
KOMİSYON’DAN ADALET ÇIKMAZ
Örnek olay ve karara göre Komisyon’un çalışma yöntemi şöyle; başvuruyu al, atıldığı kurumdan görüş iste, mahkemenin hüküm vermesini bekle ve ardından mahkeme kararı ile kurumun gönderdiği ‘değerlendirme’ yazısıyla kararını ver! Karar almak için hukuku yerle bir eden mahkemelerin hükümlerini bekleyen, başvurucunun atıldığı kurumun değerlendirme yazısını reddine ‘gerekçe’ yapan bir komisyondan ‘adalet’ çıkar mı? Yukarıdaki örnek olayda mahkemenin hukuksuz kararı muhtemelen Yargıtay’dan dönecek. Peki o zamana kadar yaşanan mağduriyetlerin hesabını kim verecek?
Bu Yayına Yorum Yapın