HATADA ISRAR DOLARI YÜKSELTİYOR [Semih Ardıç]


Dolar yeniden yükselirken hükûmet bütün mesaisini borç batağında yüzen futbol kulüplerini, kredi kartı sahiplerini kurtarmak için harcıyor. Sanki altın madeni bulmuşçasına paralar havada uçuşuyor.
Kurtarma operasyonlarının merkez karargâhına dönüşen Ziraat Bankası üzerinden şimdi de 6,8 milyar TL kredi kartı batığı kurtarılacak. Hem de borcunu ödemeyenlere piyasa şartlarına kıyasla yüzde 50 daha ucuz krediler tahsis edilecek.
FUTBOL KULÜPLERİNİN BORCU 11 MİLYAR TL
Futbol kulüplerinden 11 milyar TL, kredi kartlarından 6,8 milyar TL derken iki günde 17,8 milyar TL Ziraat Bankası’nın kapısına bırakılıverdi.
Memlekette “kriz mriz” yoksa bu batıklar neyin nesidir? Bankaların batık kredi tutarı 103 milyar TL’yi buldu. Sene sonu için tahminin 100 milyar TL idi. O eşik 3 milyar TL aşıldı. 1 Ocak 2018’de 62 milyar TL iken sene bittiğinde 41 milyar TL daha artan batık kredi iflasın ta kendisidir.
Doların yükseliş sebeplerini uzun uzun tahlil etmeye ne hacet! Böylesine savurgan, ne yaptığını bilmeyen bir iktidarın mevcudiyeti başlı başına döviz kurlarını zıplatmaya yeter de artar.
TL DÜŞTÜ, MUADİLİ PARALAR ARTIDA
Dolar/TL kuru 1 Ocak’ta 5,29 TL idi. Dolar 8 Ocak’ta Türkiye saati ile 19:00 civarında 5,50 TL’ye yükseldi. Günlük artış yüzde 2,14.
Bir haftanın akabinde dolar, TL’ye mukabil 20 kuruş arttı. Geçen hafta Türkiye’de piyasalar kapalı iken Avustralya’nın Sidney Borsası açıktı ve dolar bir ara 5,80 TL’ye kadar yükselmişti.
Üstelik TL, Güneş Afrika Randı (ZAR) başta olmak üzere gelişmekte olan piyasaların para birimleri hafif de olsa kıymet kazanırken düşüyor.
Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) 60 milyar dolar kredi desteği alan Arjantin’in pesosu bile dolara mukabil yüzde 0,19 arttı. Meksika, Şili ve Kolombiya pesoları da benzer oranlarda değer kazandı. Brezilya Reali ise sadece yüzde 0,07 düştü
DOLARIN YÜKSELME SEBEBİ DAHİLÎ
Rakamlar da gösteriyor ki TL’nin yeniden erimeye başlamasının sebebi haricî değil dahilîdir.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri Recep Tayyip Erdoğan 31 Mart 2019 Pazar günü yapılacak seçime kadar daha büyük riskler alacak. İstanbul ve Ankara’yı kaybetmemek pahasına memleketin ikbalini feda edecek.
Seçmene ulufe dağıtmak için ne lazımsa yapılıyor. Merkez Bankası ile diğer Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin (KİT) kârına göz dikmelerinin ve erkenden temettü (kâr payı) dağıtılmasında ısrar edilmesinin sebebi de 31 Mart.
Hazine şubat ve mart aylarında 36 milyar TL borç ödeyecek. Faizler daha fazla yükselmesin diye kasada ne varsa harcayacaklar.
SEÇİM RÜŞVETİNİN MALİYETİ
Kamu maliyesinin canına okuyan damat Berat Albayrak’a bakan yatırımcı daha da tedirgin oluyor. Son bir haftada atılan adımların seçim rüşvetinden farkı yok.
Krize çare olabilecek tek karar alınmadığı gibi borçluluğu artıracak, bankaların risk katsayısını büyüten manevralara teşebbüs ediliyor.
Erdoğan kürsüden ilan ettiği vaatleri karşılayacak paradan hiç bahsetmiyor. İstanbul ve Ankara’yı kaybederse iktidarı kaybetme kuşağına gireceğini gayet iyi biliyor.
31 Mart’a kadar elindeki bütün mühimmatı, hatta olmayanını da kullanacak. 31 Mart’tan sonrası tufan!
MERKEZ BANKASI’NA BASKI ARTTI
Neticede Ziraat bir kamu bankası. Zararlar doğrudan Hazine tarafından karşılanacak ya da bu işlemler ya Hazine ya da banka kanalıyla para arzını arttıracak. Gevşek para politikası da TL’yi tahrip edecek.
Beyaz eşya, mobilya ve otomobilde vergi indirimleri 31 Mart’a kadar devam edecek. 16 Ocak’ta Merkez Bankası’nda Para Politikası Kurulu toplanacak.
Muhtemelen “Seçim var, faizi indirin” talimatı kurul üyelerine şimdiden iletildi. Barut kokan bir odada kibrit çakmaktan farkı yok ekonomiye dair alınan kararların.
ABD’nin Suriye’den öyle bir günde çekilmeyeceğinin anlaşıldığı günden beri Erdoğan’ın Münbiç seferi başka bir mahiyete büründü. Hâdiselerin seyri muzaffer kumandan pozları için el ovuşturan Erdoğan’ın umduğu gibi gitmiyor.
DERİN ABD İLE TRUMP ARASINDA SİNİR HARBİ
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, “Türkiye’nin Suriyeli Kürtleri boğazlamasından endişe ediyoruz.” meyanındaki beyanatı derin Amerika Pentagon ile Başkan Donald Trump arasında Suriye’den çekilme mevzuunda tam bir mutabakat olmadığını gösterdi.
Sinir harbinde Pentagon hep serin kanlı kalmayı başaran taraf olmuştur.
Türkiye’nin görünmeyen bir riski daha var. O da ABD ile 2018 senesi ağustos ayında patlak veren kur şokunu tekrar ettirebilecek yeni bir siyasî krizdir.
ERDOĞAN İÇİN HEPSİ TEFERRUAT
Enflasyonu zabıtanın soğan ve diş macunu baskınları ile düşüreceğini zanneden batmış kredileri kamu bankaları ile kurtarmaya kalkan, seçimden sonra harcanacak kamu kârlarına şimdiden göz diken Erdoğan için bütün bunlar teferruattan ibaret. Yeter ki İstanbul ve Ankara düşmesin! Yeter ki kendisi ölene dek kendisi Saray’da yaşasın…
“Siz de her dolar yine niye yükseliyor?” suâline cevap arıyorsanız Erdoğan’ın neleri yaptığına neleri yapmadığına bakmanız kâfi.
Hiç kur tahmininde bulunmadım. Nokta tahmininde bulunanları da kale almamak lazım. Sadece temayüle işaret ettim. Maalesef o temayül beni hep teyit etti.
Maalesef dövizde beklenen yeni dalgalanma yeni sene ile başlamış oldu.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.