#Seçim2018 Analizi; 24 Haziran’da İktidar ve Muhalefet’te Son Durum! | #MutlakaOku
Bu halkın, bu devletle, bu sistemle, statükoyla bir derdi var. Kim ona meydan okursa, halk onun yanında saf tutuyor. 70’lerin sonunda Ecevit’ti bu; 83’te Özal, 95’te Erbakan, 2002’de Erdoğan. Şimdi Erdoğan statüko oldu, halk ona karşı
#İnce’nin yanında…
- 24 Haziran, partiler ya da adaylar arasında bir seçim değil; Türkiye’nin geleceğine dair bir karar seçimi. Türkiye bugün katılım rekoru kırarak, dip dalgayı karaya taşıyarak, bu karara verdiği önemi gösterecek.
- Erdoğan’ın baştan beri iki istikrarlı tavrı vardı: “Biz seçimi zamanında yaparız” ve “Seçim ekonomisi uygulamayız.” Bu iki tavrından ilk kez vazgeçmesi, baştan panik göstergesiydi zaten… Batırdığı ekonomi, onu buna zorladı.
- 1 Kasım 2015 seçiminde AKP-MHP toplam oyu, yüzde 61,4 idi. Bugün en yandaş anket şirketleri bile iki partinin toplam oyunu ancak yüzde 51 gösterebiliyor. En iyi olasılıkta bile iktidar bloğunda yüzde 10 oy kaybı var.
- Erdoğan sonunun böyle olacağını öngöremedi. Nasılsa OHAL vardı.Kampanya yapılamayacaktı. Demirören,medyayı satın almıştı. Bahçeli’yi yanına çekmişti. Akşener giremeyecekti. Demirtaş hapisteydi. Gül’ü engellemişti. “CHP’nin adayını da kolay alt ederim” diyordu. Planı suya düştü.
- Erdoğan ittifak planını kendisi için yapmıştı. “Yüzde 50’yi MHP’nin de oyuyla rahatlıkla geçerim” diye düşünüyordu. Bahçeli’nin hiç seçime asılmayıp MHP’yi çökerteceğini, muhalefetin ittifak çatısı altında bir araya gelebileceğini göremedi. Kurduğu tuzağa düştü.
- Başta
@kilicdarogluk ve HDP’liler olmak üzere birçok kesim Abdullah Gül’ü aday yapmak için uğraştı.@meral_aksener direndi. Haklı çıktı. Gül aday olsa, CHP tabanı bugünkü coşkuyla gitmezdi sandığa… Her partinin kendi adayına asılması, toplamda büyük bir sinerji yarattı. - Kılıçdaroğlu, bir adım geride dursa da seçimin gizli kahramanıdır. Akşener’e 15 milletvekili desteği ve kendi rakibi
#İnce’yi aday gösterme cesareti ile Erdoğan’ın oyununu bozdu. Muhalefetin önünü açtı. #İnce, siyasette liderin önemine dair yeni bir kanıt oldu. “Lidersiz Gezi”nin yarattığına benzer bir heyecanı yaratmayı başardı. İç kamuoyunda da, Batı’da da “Erdoğan’ın bir alternatifi var” hissini yarattı.#İnce’den bu performansı kimse beklemiyordu. Aday olduğu gün CHP rozetini çıkarmasından itibaren herkesi kucaklayan mesajlar verdi. 50 günde 107 miting yaptı, ama hiç hata yapmadı. Muhaliflerin korku duvarını aşmasına yardım ederek toplumun üzerindeki ölü toprağını silkti.- İnce’nin aksine Erdoğan son 50 günde, hayatında yapmadığı kadar hata yaptı. Hafızasını yitirmiş, yaşlı, yorgun, öfkeli bir görüntü verdi. ”Kıraathane-kek” projesi, vaadi kalmamış bir liderin çöküş alametiydi. Fark etmedi, ısrar etti. Kurduğu medya tekeli, bıkkınlık hissini perçinledi.
- Çiller-Ağar hamlesi, AKP’nin eskimiş imajını perçinledi.
#İnce, bunu çok iyi kullandı ve en vurucu tezini attı ortaya: “Bu, eski ile yeninin mücadelesi. Erdoğan eskinin temsilcisi, ben yeniyi temsil ediyorum.” @SaadetPartisi adayı Temel Karamollaoğlu, seçimin gizli kahramanlarından biriydi. AKP tabanının vicdanına seslendi. Kendinden beklenmeyecek bir reklam kampanyası ile “Süperman kılığına bürünerek” dikkatleri çekmeyi başardı.
- Mizah, Gezi’den beri ilk kez siyasetin gündemine girdi. Demirtaş’ın mizahına İnce ve Karamollaoğlu’nun katılmasıyla Erdoğan’ın sinir sistemi bozuldu.
- 24 Haziran seçimi, “
#TAMAM” sloganıyla hatırlanacaktır. Erdoğan –üstelik prompterdan okuyarak- “Milletimiz tamam derse çekiliriz” diyerek muhalefete eşsiz bir seçim sloganı hediye etti.
- Aynı şekilde “Gariban” pası da Erdoğan için büyük hataydı. İnce bu pası memnuniyetle aldı ve çok iyi kullandı. Erdoğan’ı “Birlikte yola çıktığı garibanlardan kopmuş bir saraylı” olarak sunarak onu kendi silahıyla vurdu.
- 15 yılda 12 seçim kazanan Erdoğan,ilk kez bu seçimde oyun kurucu değil,savunmada. İnce,İstanbul mitinginde kendisine hediye edilen 1 numaralı formayı”Ben forvetim; 11’i getir giyeyim” diye reddetti. Erdoğan siyasi hayatında ilk kez kaledeydi ve hızla yaklaşan bir forvet gördü.
#İnce CHP tabanını –ilk kez- konsolide etmekle kalmadı; CHP tabanının mesafeli durduğu 2 kitleyi de mesajlarıyla inandırdı: Başörtülüler ve Kürtler… İnce dışında çok az kişi, “Devlet dairelerinde türban” söylemine ve “Kürtçe dil öğretimi”ne CHP tabanını ikna edebilirdi.
- HDP “Millet ittifakı”na dahil edilmeyip dışlandıysa da matematik, onları bir araya getirdi. HDP’nin barajı aşmamasının AKP’yi iktidara taşıyacağını gören birçok CHP’li “Bir oy İnce’ye, bir oy HDP’ye” formülüne döndü. HDP’de de “HDP ve İnce’ye verelim” diyen bir bilinç oluştu.
- İnce’nin Diyarbakır mitingi seçimin dönüm noktalarından biriydi. İlk kez bir sosyal demokrat lider, Kürt coğrafyasında bu kadar ilgiyle karşılandı ve “Hem Diyarbakır’a hem İzmir’e konuşabilen lider” görüntüsü verdi.
- İnce ve Demirtaş… Bu ikili, önümüzdeki süreçte Türkiye’nin Kürt sorununa kalıcı, akılcı insancıl bir formülü üreterek barışı inşa edebilir.
- Erdoğan’ın yıllarca kullandığı “Hapis yatmış mağdur lider” unvanını devralan
@hdpdemirtas, hapishaneden yürüttüğü muhteşem kampanya ile tarih yazdı. “Kürt Obama” lakabına “Kürt Mandela”yı ekledi.
#İnce’nin en büyük kozlarından biri, ısrarla Erdoğan’ı TV düellosuna davet etmesi oldu. Bu meydan okuma ve Erdoğan’ın kaçak güreşmesi, “mağrur delikanlı” imajını ve kabadayı karizmasını yıktı.- İnce, usta işi belagati ve siyasi yeteneğinin yanısıra sık sık ortaya serdiği aile yapısıyla da “Ben Türkiye’nin ortak paydasıyım” mesajı verdi ve Erdoğan’ın elinden önemli bir kozu aldı.
- İnce, Türkiye’nin en büyük ihtiyacının huzur olduğunu gördü ve oradan yürüdü. Başta bütün rakiplerini ziyaret ederek, meydanlarda Erdoğan’ı yuhalayanlara izin vermeyerek, her mitinginde “Hepinizin Cumhurbaşkanı olacağım” mesajı vererek “Türkiye’nin lideri” imajını perçinledi.
- Türkiye halkı, kampanya boyunca büyük bir sağduyu sınavından geçti. Bu kadar gergin bir ortamda, bunca hırçın demece ve bizzat İçişleri Bakanı katından gelen kışkırtmalara rağmen -Suruç dışında- çatışma yaşanmaması, büyük bir olgunluk mesajıydı.
- Geleneksel “sağ-sol” ayrımı, bu seçimde yerini Erdoğan bazlı bir bölünmeye bıraktı. Erdoğan, Türkiye’yi kutuplaştırmasının bedelini ödedi. Tamamen farklı görüşten karşıtları, ona muhalefette bir araya geldi ve Gezi’den beri görülmedik bir heyecan dalgası doğdu.
#İnce’nin son 3 mitingi, İzmir, Ankara ve İstanbul, Türkiye tarihinin en büyük mitingleri olarak kayda geçti. Çoğu insanın ilerde çocuklarına “Oradaydım” diye anlatacağı bir destana dönüştü.
- Merkez ve yandaş medya, seçimin kaybedenlerinden biri oldu. Büyük sadakatle bütün yatırımı Erdoğan’a yaparak hem ağır bir bıkkınlık hissine hizmet ettiler, hem kendi geleceklerini riske ettiler. Ağır bedel ödeyecekler.
- Buna karşın bu seçim, medya yokken nasıl kampanya yapılabileceğinin eşsiz örneklerini sundu. Duvar yazılarından sosyal medyaya, periskop kanallarından telefonda kaydedilmiş türkülere kadar müthiş yaratıcı çözümler gördük.
- Bu seçim “oy kullanma”nın ötesinde “oyunu çaldırmama” kararlılığıyla da hatırlanacak. Seçmen belki de ilk kez bu kadar büyük kararlılıkla oyuna sahip çıkıyor. İyi Parti’lilerle HDP’liler yanyana gece sandık başında nöbet tutacak.
- Toplum değişime hazırdı aslında, ama “Sandıklarla oynarlar”, “Erdoğan bırakmaz” inancı yaygındı.
#İnce, seçim gecesi YSK önünde 50 bin avukatla bekleyeceğini söyleyerek güven aşıladı, “Çekilmezmiş; geç onları geç. Bu memleket sahipsiz değil“ diyerek bu korkuyu da yıktı.
- 24 Haziran, bir sonuç olduğu kadar bir başlangıçtır. Erdoğan ikinci tura kadar, iktidarı devretmemek için elinden geleni yapacaktır. Bu gece ve önümüzdeki iki hafta her tür provokasyona ve siyasi kaypaklığa hazır olunmalıdır.
- Bu gece yaşanacak siyasi depremin, partiler bazında artçı sarsıntıları olacak. Önümüzdeki süreçte özellikle AKP’de, CHP’de, MHP’de ciddi sarsıntı ve değişimler yaşanacaktır.
- İnce, en son girdiği yarışta, bütün diğer adayları sollayan bir performans gösterdi. Ama sahnede yalnızdı. Önümüzdeki süreçte CHP’nin onu taşıyıp taşıyamayacağı, bir ekibinin ve iktidar hazırlığının olup olmadığı tartışılacaktır.
#İnce başkan seçilirse parlamenter sisteme dönüş için acele etmeyecek, buna karşın “başkan yardımcıları”, bir an önce dönmesi için zorlayacaktır. Ağır ekonomik faturanın nasıl ödeneceği sorun yaratacak ve Erdoğan’a ne yapılacağı, ayrı bir tartışma konusu olacaktır.- Erdoğan yeniden seçilirse kendi yarattığı ağır ekonomik krizle, karşısına geçmiş bir Meclis’le, İnce’nin çığ gibi büyüttüğü muhalefetle ve çözülen bir ittifak+parti ile karşı karşıya kalacaktır. Mart’taki yerel seçim, ona son darbeyi vuracaktır.
- Muharrem İnce’nin dediği gibi, “Eskinin son, yeninin ilk seçimi” bu… Erdoğan, eski Türkiye’nin yorgun temsilcisi artık… Biz, yenisinin ayak seslerini duyuyoruz.
- 16 yıllık bir baskı iktidarına karşı cesaretle biraraya gelerek ve kararlılıkla “Tamam” diyerek bu seçimi kazandık bile… Bundan sonrasını Erdoğan düşünsün…
- Yarın, 16 yıllık bu karanlık parantez kapansın. Yeni bir Türkiye’ye uyanalım. Birlikte çok güzeliz.
Bu Konu, Can Dündar @candundaradasi Kullanıcı adıyla paylaşımlar yapan, bir Twitter hesabının, paylaşımlarından derlenerek oluşturulmuştur…
Kaynak: Mutlaka Oku | https://mutlakaoku.com/secim2018-analizi-24-haziranda-iktidar-ve-muhalefette-son-durum/ @Bilgiselleri aracılığıyla
Bu Yayına Yorum Yapın