Dövizde bağışıklık sistemi çöktü, dolarda 4 TL savaşları | Harun Odabaşı
2003-2013 arasında FED yine kararlar alıyor, ABD başkanı piyasayı etkileyen beyanatlar veriyordu ancak döviz böyle kıpır kıpır tril tril değildi. Şimdi ise piyasalar içeride ve dışarıdaki her gelişmeye anında tepki veriyor.
Döviz adeta Mehter yürüyüşündeki gibi iki adım ileri bir adım geri temposunda yukarı yönlü inatçı çıkışını sürdürüyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın günlük görevinin arasında 4 liraya düşen doların fiyatını 3,90’larda tutmak var. Bu müdahaleler sırasında önemli bir maddi kayıp da göze alınıyor. Peki niçin? Tamamen duygusal tamamen psikolojik.
Doların 4,01 lira olması ile 3,99 lira olması arasında psikolojik etkisinin dışında bir fark yok. Mağazalarda sonu 0,99 ile biten etiket fiyatlarındaki gibi bir algı yönetimi söz konusu. Merkez Bankası algdaı kaybetmemek için doları 4 TL’nin altında tutmak anacıyla kendini paraladı ama olmadı…
Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem, bir gece ansızın dolar 4,03 TL olduğunda “Kurdaki hareket, Türkiye ekonomisinin makro temellerine uygunsuz, 3.85 üzerindeki çıkışlar spekülatif, burada köpükler oluşuyor. Dolar 4’e çıktı diye bir algı oluşturmak çok yanlış” demiş ve ciddi eleştiri almıştı. Ekonomi yönetiminin tansiyonu düşürmek gibi bir görevi olduğunu kabul etmekle birlikte Cemil Ertem’in ‘algı’ ifadesi elbette doğru değildi. Çünkü netice itibarı ile ekranda o rakamı herkes gördü. Ancak haklı olduğu bir nokta vardı. Doların 4,03’ü gördüğü saatlerde Türkiye piyasaları açık değildi. Uzak doğu piyasasında herkesin uykuda olduğu bir saatte hacimsiz bir hareket gerçekleşmişti. Hatta Merkez Bankası’nın müdahalesi bile olmadan fiyat kendiliğinden kısa bir sürede 3, 97’ye geri geldi. Türkiye piyasalarının açık olmadığı saatlerdeki iniş ve çıkışlar küçümsenemez ama AB, Türkiye ve hatta Şangay borsasının dahi açık olmadığı bir andaki spekülatif bir hesap kapatma olayını çok büyütmek de doğru değildi. Önemli olan Türk piyasalarının açık olduğu saatlerde dövizin fiyatı idi. Ve geçen hafta iç piyasada Merkez Bankası’nın yoğun müdahalesine rağmen dolar 4 liranın üstünde işlem gördü. Bu yazının kaleme alındığı saatlerde dolar yine MB müdahalesi ile 3,95 TL’den işlem görüyordu ancak eğilimin yukarı yönlü olduğu da bir gerçek.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ÇALIŞMIYOR
Bağışıklık sistemi canlıları hastalıklara karşı korur, hastalık yapacak virüsleri, maddeleri tanır ve yok eder. Bağışıklık sistemi vücuda giren veya dışarıdan vücuda temas eden maddeleri tarar vücuda yararlıyı sağlam hücrelere verir ve zararlıyı ayırt eder. Bağışıklık sisteminin çökmesi ise şu anlama geliyor: Herhangi bir hastalık mikrobuna karşı vücut kendini koruyamadığı gibi iyileşmesi de mümkün olamıyor. Yani hastalığı meydana getiren virüs dün olduğu gibi bugün de var, ancak bünye zayıf düştüğü için artık hastalık büyük bir tehdide dönüşüyor.
Türkiye ekonomisinin nabız atışını veren döviz piyasasındaki uzun süreden beri var olan oynaklık bu örneğe tam uyuyor. 2003-2013 arasında FED yine kararlar alıyor, ABD başkanı piyasayı etkileyen beyanatlar veriyordu ancak döviz böyle kıpır kıpır değildi. Şimdi ise piyasalar içeride ve dışarıdaki her gelişmeye anında tepki veriyor. Trump Çin’e ek vergi paketi açıklıyor bizim dolar 4 liranın üstüne çıkıyor. Başka hiçbir para birimi bu ölçüde etkilenmiyor. Bünyenin zayıf düştüğünün açık bir göstergesi. Karşılaştırmalı grafiklere göre TL diğer para birimlerinden negatif yönde ayrışmış durumda. Yani Türkiye şu anda dünyadaki hiçbir ülke gibi hareket etmiyor. Hikayesi, formatı, riskleri değişti. Dövizdeki değer kaybının önüne geçilememesinin en önemli sebebi aşırı döviz talebinin önüne geçilememesi. Dövizi kısa vadede durdurmanın tek yolu faizlerle oynamak görünüyor. Yani yabancıların tatmin edecek bir faiz artışı. Ancak onunda ekonominin enflasyon ve faiz gibi diğer unsurlarını raydan çıkarması kaçınılmaz.
Türkiye’nin kendine özel koşullarının dışında dünya piyasaları ısınıyor, ticaret savaşlarının ayak sesleri var. Bu durumda iş bir kat daha çetrefilleşiyor.
Bu Yayına Yorum Yapın