1 kuruşluk itibar! - Semih Ardıç
“İtibardan tasarruf olmaz” aldatmacası ile sefahat içinde yüzen ve halkın vergilerini har vurup harman savuran Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının Türkiye’yi nasıl itibarsız hâle getirdiğini gösterir onlarca başlık var.
“Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi” unvanından Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) teşkilatının her sene yayımladığı Dünya Basın Hürriyeti Endeksi’nde 180 devlet arasında 157’nci sırada yer almasına kadar yüz kızartıcı rekorları ile 5’inci sınıf bir demokrasi ligindeyiz.
Eğitimde, temel hak ve hürriyetlerde ve demokrasinin en vasat rükünlerinden biri kabul edilen seçme ve seçilme hakkında bile 1940’lı senelerdeki tek parti devrini aratacak kararlara imza atılıyor.
MAZBATA HIRSIZI YSK
En son karar tarihe utanç vesikası olarak geçecek.
31 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak sandıktan çıkan Ekrem İmamoğlu’nun mazbatası AKP tarafından çalındı. Hırsızlığı da 11 üyeli Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 7 üyesi yaptı.
İmamoğlu’nun hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar muazzam bir zafer kazandığı şuradan anlaşılıyor: AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan bütün yıldırma ve baskı teşebbüslerine, adalet ve şeffaklıktan uzak propaganda dönemine rağmen halkın coşkun iradesine mağlup oldu.
İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder. Madem sandıkta halledemedi o vakit B planını masaya koydu. Devleti kendi lehine manipüle ederek seçimi masada kazanma yoluna gitti.
19 GÜNDE BUNLAR ORTAYA ÇIKTIYSA
İmamoğlu’nun Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda kaldığı 19 gün bile o vakte kader belediyede dönen rezaletten, işe gelmeden maaş alan bankamatik memurlarından ve gazeteleri ihya eden rant nizamından halkın haberdar olmasını sağladı.
Rüşvet nizamının çatırdaması Erdoğan’ın uykularını kaçırdı. Yine kaybedeceğini bile bile biraz daha vakit kazanmak ümidi ve damadı Berat Albayrak’ın tahriki ile sandığa tekme atttı.
Erdoğan’ın o tekmesi sadece İmamoğlu’na oy veren 4 milyon 171 bin 118 kişiyi rencide etmedi. AKP’de ve diğer partilerde ehl-i insaf pek çok kimse de İmamoğlu’nun hakkının gasp edilmesinden müteessir oldu.
O TEKMENİN HESABI DA SORULACAK
Muhtemelen 23 Haziran’da onlar da İmamoğlu’nu tercih ederek mütekebbir Erdoğan’a unutamayacağı bir ders verecek.
Mezarlıklar kendini vazgeçilmez zanneden insanlarla dolu. Erdoğan da vazgeçilmez değildir.
Erdoğan, 31 Mart’ta halkın verdiği “bölme, nefret tohumları saçmaktan vazgeç, demokrasi ve hukuka rücu et!” mesajlarından zerre kadar ders almadığını beyan etmiş oldu.
Halk şımarık ve küstah tavırlardan bıktı usandı.
İnsanlar başına bir iş geleceği korkusu ile öfkesini yüksek sesle ifade edemese de 23 Haziran sabahını sabırla bekleyecek. O tekmeye yine sandıkta cevap verilecek.
TENCERE İHTİLALİ YARIM KALMIŞTI
Tencerenin deviremeyeceği hükûmet yoktur. Erdoğan seçimi iptal ettirerek o tencereyi de tekmeledi. 31 Mart’ta yarım kalan tencere ihtilali bu sefer ikmal edilecek.
Nitekim halk bir senedir krizin pençesinde kıvranıyor. Dolayısıyla dolar ve euronun yeniden niye yükseldiğinin de farkında.
İstanbul Büyükşehir’de akla ziyan bir gerekçe ile seçim iptal edildiği için yükselen dolar yeni zam demek.
Maişet mücadelesi veren milyonlar, sebep olduğu krize çare bulamadığı için AKP lideri Erdoğan’a derinden derine öfke besliyor.
DOLAR 1 AYDA 1 LİRA ARTTI
Nisan ayının başında 5,20 TL olan dolar YSK’nın mazbatayı çaldığı 6 Mayıs’ta 5,80 TL idi. Son 3 günde 45 kuruş birden artan dolar 9 Mayıs’ta 6,22 eşiğini aştı ve 6,25 TL’ye geldi. Euro da 7 TL’ye çıktı.
Bir ayda yüzde 20 eridi Türk Lirası. Dolar 1 ayda 1 lira arttı. Daha şimdiden market raflarında etiketler değişmeye, gıda fiyatlarına zam yapılmaya başladı.
Kur artışına işaret ederek yeni bir enflasyon tsunamisine karşı aylardır ikaz ediyorum. Döviz gerilemedikçe enflasyonda düşüşü unutun.
Güya sene sonu için 6,20 TL tahmini vardı Merkez Bankası’nın. O tahmin AKP-MHP-YSK üçlüsü sayesinde 9 Mayıs itibarıyla çöpe atıldı.
MERKEZ BANKASI’NIN CEPHANELİĞİ BOMBOŞ
Dolar yükselirken Merkez Bankası’nın acziyetini görüp de elem duymamak ne mümkün!
Doların 6,25 TL’yi zorladığı saatlerde Merkez Bankası hamle üstüne hamle yaptı. Haftalık repo ihalelerini iptal ederek TL kapılarının arkasına sürgü çekti.
1 kuruş tesiri olmayınca bu defa döviz tevdiat hesaplarına mukabil bankaların Merkez Bankası’nda tutucağı munzam karşılık oranını 100 puan artırdı.
Dolar yine düşmeyince TL munzam karşılıkların döviz nevinden tesis edilebilmesi imkânı azami oranını yüzde 40’tan yüzde 30’a indirdi. Bu hamle de döviz almak isteyenlerin TL bulmasını zorlaştırmaya matuftu.
Piyasaya 2,8 milyar ABD Doları verildi, piyasadan 7,2 milyar TL tutarında nakit çekildi.
1 KURUŞLUK ZAFER
Bütün bu seferberlikten TCMB 1 kuruşluk bir zaferle dönüyor. Dolar 6,24 TL’den 6,23 TL’ye indi.
Ancak bu da kalıcı olmayacak.
Borsa İstanbul’da (BİST) sene başından kazanılan bütün paralar gitti. Bankalar başta olmak üzere şirketlerin piyasa kıymeti, YSK’nın iptal kararından bu yana yüzde 20’ye yakın eridi.
BİST, Merkez Bankası’nın seferberlik ilan ettiği 9 Mayıs Perşembe günü de yüzde 1,54 düştü.
Krizle boğuşan ve acilen 150 milyar dolar dış kaynak bulması lazım gelen Türkiye’nin seçim iptalinin altından niçin kalkamayacağını 15 Nisan’da “Ekonomi seçim iptalini kaldırmaz” başlıklı makalede (http://www.tr724.com/ekonomi-secim-iptalini-kaldirmaz/) ifade etmiştim.
Şu cümle o makaleden: “YSK, AKP’nin müşahhas hiçbir delile istinat etmeyen talebini baskı ile kabul ederse ekonomi yeni bir türbülansa girer.”
EKONOMİ YENİ BİR TÜRBÜLANSA GİRDİ
Kendi ikballeri uğruna halkın cebindeki paraya göz diken muhterisler yüzünden maalesef ekonomi yeni bir türbülansa girdi.
Dolar ve euronun nerede duracağını tahmin etmek mümkün değil.
Geçen sene ağustos ayında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın “Pastör Andrew Brunson’ı derhal serbest bırakın!” ikazını hafife alan Erdoğan, İstanbul’da seçimi iptal ettirerek aynı hatada ısrar ederek Türkiye’yi ateşe atıyor.
YENİ BİR AĞUSTOS KRİZİ DE AN MESELESİ
Rus S-400 hava savunma sisteminin teslim alınması halinde yeni bir ağustos krizi daha patlak verecek. Türkiye malî ve askerî müeyyidelere iki hafta dahi dayanamayacak kadar batık vaziyette.
Yatırımcı mevcut şartlarda haklı olarak Türk Lirası’na cüzzamlı muamelesi yapıyor.
İstanbul seçiminin iptal edilmesi iktisadî krizin tuzu biberi oldu. Türkiye’nin “kredi temerrüt takası (CDS)” diye bilinen risk primi 475 puan seviyesine yükseldi.
TL ÜMİTSİZ VAK’A
Bütün raporlar, Türkiye ekonomisini “ümitsiz vak’a” olduğunda ittifak ediyor.
Siyasi risk analizi yapan Teneo’nun Eş Başkanı Wolfango Piccoli, “Reformlara dair daha önce karamsar beklentiler vardı. Bu beklentiler İstanbul belediye başkanlığı seçiminin iptali sonrasında daha da karamsar hale geldi.” diyor.
TL’nin geçen son bir yıllık keskin kaybı şirketlerle birlikte bankaları da iflasın eşiğine getirdi.
Dövizin bol ve ucuz olduğu günlerde alınan krediler ödenemiyor. Batık krediler 110 milyar TL’ye yaklaştı.
KRİZ HOLDİNGLERE UZANDI
Tuncay Özilhan gibi nakit zengini bir işadamı McDonald’s Türkiye’yi satışa çıkardı. Cem Boyner, baba yadigârı Beymen ve Altınyıldız gibi devasa şirketleri 1,5 milyonluk Katar’da Mayhoola isimli fona sattı.
Bankalar personel sayısını azaltıyor. Daha evvel Akbank’ın bine yakın kişiyi sessiz sedasız işten çıkardığına dikkati çekmiştim.
Merkez Bankası’nın cephaneliğinde mühimmat kalmadı. Bankaların elindeki para üzerinden kemer sıkmakla dolar düşmez, düşürülemez.
ALBAYRAK’TAN İNTİKAM ALIYORLAR
Yabancılar, seçimden evvel doları 5,50 TL’nin altında tutmak için Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın talimatı ile Türkiye’de rehin alındıkları günleri de unutmadı.
Albayrak’tan yüzde 1.300’e varan swap (dolar-TL takası) faizinin intikamını alıyorlar. Olan memlekete oluyor.
Merkez Bankası’nın yabancı fonlar nezdinde ne kadar itibarı kaldığını son hamlelerde bir kere daha müşahede ettik.
Ben Saray’ın emrine girdiği için itibarının tamamen sıfırlandığını zannediyordum. Haksızlık etmişim.
Meğer 1 kuruşluk itibarı kalmış. Hamle üstüne hamle yaptı ve doları 6,24 TL’den 6,23 TL’ye düşürdü.
1 kuruşluk itibar. Bozdur bozdur harca!
http://www.tr724.com/1-kurusluk-itibar/
Bu Yayına Yorum Yapın