SOL BEKTE GÖZLERİN HALA ARADIĞI İSİM: ROBERTO CARLOS - Hasan Cücük
Futbolda bazı oyuncuların yeri kolay dolmaz. Futbola vedaları hüzünlü olur. Oynadıkları mevki ile özdeşleşir. Sol bek denince akıllara ilk onun adı gelir. Bek olmasına rağmen sahanın sol kulvarını adeta tek başına parselliyordu. Bitmek bilmez bir enerjisi vardı. Sol ayağını bir raket gibi kullanıyordu. Kaleye uzak serbest vuruşlarda topun başına geçiyor. Yok artık denilen yerden topu ağlarla buluşturuyordu. Yeşil sahalara veda etti ama hala gözler sol bekte onu arıyor. O isim Roberto Carlos.
Roberto Carlos Da Silva, 10 Nisan 1973’de Brezilya’nın Garca şehrinde doğdu. Carlos, futbola Club Atletico Juventus takımında başladığında ünlendiği mevkide değil, forvette oynuyordu. 1986’da Flamenginho takımına geçen Roberto Carlos, burada forvetten sol beke tenzili rütbe yaptı. Carlos’un forvetten ziyade defans özelliğini keşfeden isim Flamenginho teknik direktörü Joao Carlos Campos’tu. Genç yeteneğin, defansta daha başarılı olacağını düşünen Campos’un bu tespiti doğru çıkacak, dünyanın en iyi solbekini yeşil sahalara kazındıran isim oluyordu.
Roberto Carlos’un profesyonel kariyeri 1990’da Uniao Sao Joao’da başladı. Hızı ve serbest vuruşlarda dikkatleri üzerine çeken Carlos’un bir başka özelliği ise ‘sempatik’ tavırlarıydı. Saha içinde işini ciddi yapıp, futbola konsantre olurken, fair –playi elden bırakmıyordu. Bu davranışı futbol hayatının bir parçası olacaktı. Rakip hangi takım, stat neresi olursa olsun Carlos için tek değişmez prensip; sadece futbolu düşünmek ve karşısındaki rakibe saygı göstermek olacaktı. Bu özelliğinden dolayı sadece kendi takım taraftarının değil, bütün futbol sevenlerin gönlünde yer bulacaktı.
Futbolcu yetiştirmekte tartışmasız dünyanın bir numarası olan Brezilya’da, futbolcu olmak kolay ancak para kazanmak oldukça zordur. Oyuncu satışından milyon dolarlar kazanan kulüpler, ‘vermeyi değil almayı’ prensip edindiği için oyuncular aldıkları ücretten memnun değildir. Bu durumdan kurtuluş ise, Avrupa’ya gitmektir. Avrupaya gitme düşüncesini kafasına koyan Carlos kendine Avrupa yolunu 1993’de Palmeiras’a transfer olarak açar. Palmeiras’ta 1993’de şampiyonluk sevinci yaşayarak, CV’sine ilk kupasını yazdırır. Sezon başladıktan sonra geldiği Palmeiras’ta 20 maçta forma bulan Carlos, 2 gol atar. Toplam 67 maçta takımı adına 7 gol atan Carlos’un Avrupa’da ilk durağı İnter olur.
Serie A’da en son şampiyonluğunu 1989’da yaşayan İnter, Roberto Carlos için ‘yanlış’ bir tercihtir. Henüz futbolda tam gelişimini sağlamadan Serie A’nın ‘katı sisteminde’ kendini bulan Carlos’u bekleyen bir başka tehlike, İnter Başkanı Moratti’nin transfer çılgınlığı ve futbolcuları harcama yeteneğidir. Dönemin İnter teknik direktörü Roy Hodgson, Roberto Carlos’u yıllarca oynadığı sol bek yerine ısrarla ortasaha oynatmaktadır. Carlos’un itirazları kabul görmeyince, mecburen hocasının emirlerine istemeyerekte olsa boyun eğer. İnter formasıyla ligde 30 maçta 5 gol atan Carlos’un içinde yaşadığı durumdan bir başka İtalyan Fabio Capello kurtarır. Milan’dan ayrılıp Real Madrid’in yolunu tutan Capello, Carlos’u 11 yıl aralıksız formasını giyeceği Real Madrid’e getirir.
La Liga’da ilk sezonunda şampiyonluk sevinci yaşayan Roberto Carlos, aynı yıl Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırır. Artık tüm dünyanın tanıdığı yıldız bir isimdir. Sahanın sol tarafını tek başına parselleyen Carlos’un bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjisi vardır. Tek eksikliği ‘hava topu’dur. Bu sorun ise doğuştan olup, boyunun sadece 1.68 cm olmasından kaynaklanmaktadır. Serbest vuruşlarda mesafe tanımayan Carlos’un 1997’de Fransa’ya 37 metreden attığı frikik golü hafızalarda yıllar geçmesine rağmen tazeliğini koruyor. Barthez’in koruduğu kaleye füzesini gönderen Carlos’un topa inanılması güç bir falso vermişti. Falso alan top kaleden tam 6 metre uzaklaşmasına rağmen, tekrar aldığı falso ile direğe çarparak ağlarla buluşmuştu. Golü herkes gibi Barthez’de alkışlamıştı.
Real Madrid’de 11 yıl koşturarak kulüp tarihine en uzun süreli oynayan yabancı oyuncu olarak geçen Roberto Carlos, 2005 yılında İspanya vatandaşlığına geçti. Bu geçiş, İspanya milli takımında oynamaktan ziyade vatandaşı Robinho’nun transferine yer açmak içindi. Çifte vatandaş olan Carlos’un Real Madrid’deki son iki yılı oldukça sıkıntılı geçti. Vicente Del Bosque sonrası başarıya hasret kalan Real Madrid, son yıllarda alınan başarısız sonuçlardan dolayı yıldızları hedef tahtasına koydu. Figo’nun ayrılması, Zidane’nin futbolu bırakması, Ronaldo’nun Milan’a gitmesi, Beckham’ın ABD’ye yelken açması gözleri Raul ve Carlos’a çevirdi. Raul, gitmeye hazır olduğunu açıklayınca, kulüp yönetimi geri adım atıp Raul’u bırakmama kararı aldı. Ancak aynı durum Carlos için sözkonusu olmadı. Carlos ayrılmak istemezken, yönetim tutma taraftarı olmadı.
Adı Chelsea ve Fenerbahçe ile anılınca ‘gidiyor’ manşetleri açıldı. Carlos, herşeye rağmen tercihini Real Madrid’den yana kullandı. Roberto Carlos’u, Real Madrid’e kazandıran isim olan Capello, süper solaka 2006-07 sezonunda ligde sadece 19 maçta forma verdi. Roberto Carlos, ‘gençleştirme operasyonun hız kazanmasıyla’ mecburen 2007’de Fenerbahçe’nin yolunu tuttu. Kısa sürede sarı-lacivertli takımın en sevilen oyuncularından biri olan Roberto Carlos, Fenerbahçe’de 3 sezonda 65 maçta forma giyip 6 gole imza attı. Türkiye kariyerinde şampiyonluk görmedi. İki kez Türkiye Kupası sevinci yaşadı. 2010’da ülkesine dönüp Corinthians formasını giyen Roberto Carlos, futbola 2012’de Anzhi formasıyla veda etti. Kariyeri boyunca çıktığı 575 maçta 65 gole imza attı. Kulüp ve milli takım bazında tatmadığı başarı kalmadı.
Kramponlarını çıkarıp teknik patronluk eşofmanlarını giydikten sonra yolu tekrar Türkiye’ye düşen 2013-14 yıllarında Sivasspor’u çalıştırdı. 2015’te kısa süren Akhisar günlerinden sonra aynı yıl Hindisatan liginde takım çalıştırdı. Teknik adamlık kariyeri futbolculuğunun gölgesine bile yaklaşamadı. 2016’da ise teknik adamlık günlerine son vermedi. Televizyonlarda yorumculuk yapan Roberto Carlos’un teknik adamlık eşofmanlarını ne zaman giyeceği belirsizliğini koruyor.
Brezilya milli formasını ilk kez 1992’de giyen Roberto Carlos, 125 maçta ülkesi adına 11 gol attı. Almanya 2006 sonrası milli takıma veda eden Roberto Carlos, 2002’de şampiyonluk, 1998’de 2.lik hüznü yaşadı.
Kaynak: http://www.tr724.com/sol-bekte-gozlerin-hala-aradigi-isim-roberto-carlos/
Bu Yayına Yorum Yapın