Çarşamba’yı nasıl bekleriz? | Levent Kenez


24 Haziran akşamından beri en merak ettiğim soruların başında geliyordu? CHP’nin yeni dönemde grup başkanvekilleri kim olacaktı? Ve en önemlisi CHP meclis başkanlığı için kimi aday gösterecekti? Sorularımın ilkinin cevabını dün aldım. Sağolsun Özgür Özel yapılan parti içi seçimi aktardı. Geçen dönem başarılı çalışmaları ile göz dolduran 3 grup başkanvekili aynen devam edecekmiş. Zaten başka aday da çıkmamış. ‘Siz zaten bu işi öğrendiniz, aynen devam edin’ demişler. Ancak kimi meclis başkanlığı için aday gösterecekleri çarşamba günü belli olacakmış.
Eski isimlerle devam ediyorlarsa acaba Deniz Baykal’ı aday gösterirler mi? Baykal demişken ne ihtiyarlık ne de hastalık ayıp ya da utanılacak bir şeydir. Ancak vekillik görevini yerine getiremeyecek kadar sağlık sorunu olan birisini vekil yapmak ne vefadır ne de kadirşinaslıktır. Tam tersine onu kamuoyunda tartışma konusu yapmak en büyük vefasızlıktır. Kılıçdaroğlu’na onursal başkanlık gibi abudik gubidik şeyler düşünen partinin bunu düşünmemiş olması mümkün değil ama işte ‘Mecliste bir vekilimiz daha eksik olsun’ diyerek kimin değirmenine su taşıdıklarının aslında ipuçlarını vermişlerdi.
CHP, şu an Türkiye’deki en büyük illüzyon, son sürat duvara toslamaya doğru giden Türkiye’de insanları uyutan en büyük ninnidir. Şu zamanda muhalefete muhalefet yapmak gibi abes işlerle enerjimizi alan bir organizmadır. İktidar ne yapacağını zaten söylüyor. Türkiye’yi şimdikinden daha beter, diktatörlükle idare edilen 3. Dünya ülkesi yapacağım diyor. Ben oy verdiğim muhalefet napıyor ona bakarım.
Muharrem İnce’nin tabiri ile adam iki gün önce KHK ile Türkiye’nin tapusunu üzerine geçirmiş, hiçbir denetimin olmayacağı kararnameler çıkaracağını ilan etmiş. Sözde ana muhalefet partisinden çıt yok.
Peki ne yapsın? CHP ne yapabilir ki? Adamın ordu elinde, emniyet elinde, Anayasa Mahkemesi dahil tüm mahkemeler emrinde. Kendi vekillerini bile kurtaramayan CHP ne yapsın?
CHP’liler artistliğini yaptıkları solculuğun zekatını yapsalar ben razıyım. CHP şimdiye kadar vesayet üçgeninin işleri çözdüğünden dolayı hiç gelişmemiş reflekslere sahip. Muhalefette bilse olsalar iktidar nimetlerini tattıkları ordu, adliye, hariciye elden gidince öğrenilmiş çaresizlikle baş başa kaldığı yetmediği gibi gidişattan memnun olmayan hilesiz gayri resmi rakamlara göre daha kalabalık olan kitlenin de yapılanlara ses çıkaramamasına sebep oluyor.
Evet, kitabın ortası şudur: CHP’liler ve vekilleri korkuyor. Bu işin sonu sokakta kavga. Kimlerin eli silahlı, kimlerin çakma cihatçısı ve mafyası olduğunu  bildikleri için korkuyorlar. Yapılan ibreti alemlerle, radara girdiklerinde sonlarının cezaevi olduğunun da farkındalar. Konforlarını bozdukları zaman, Ankara’da güzel güzel vekillik yapmak varken kendilerini nerede bulacaklarının da. Yoksa basın toplantısında ses yükseltmek, artık bir işe yaramayan meclis kürsüsünde tribünlere oynamak, selfie vekilliği yapmak da bir sorun yok.
Tamam kardeşim birinizi alırlar diyelim, hepinizi aynı anda mı alacaklar? Mecliste varlığınızla zaten bir işe yaramayacaksınız, bari şimdiye kadar yaptığınız klasik muhalefetten, Erdoğan’ın istediği gibi ülkede meclis varmış demokrasi varmış gibi yapmaktan vazgeçin. Ben de biliyorum olmayacağını da yarın öbür gün kaybetmekten korktuğunuz her şeyi zaten kaybedeceksiniz diye söylüyorum. Neden olmaz? Seçimden sonra eğer İnce’yi takip ediyorsanız ne demek istediğimi anlarsınız. İnce diyor ki Odtü’de öğrenci temsilcisini gözaltına aldılar ODTÜ’ye gitmekten vazgeçtim. Ben mi anlayamıyorum okudukları mı? ODTÜ’ye gitmen gereken zaman asıl şimdi. Bütün seçim zamanı ülkede demokrasi yok diyen adam seçimden sonra demokrasi böyle bir şey zaten der oldu.
Hazır CHP bölücülükle suçlanırken bir KHK ile kapatılsa ne güzel olur? Eksikliği hissedilmez. Boşluğu dolduracak her ne ise bundan kötü olmaz. Erdoğan böyle bir aptallık yapmaz tabii ki. Hem ona daha var.
CHP böyle de yavru muhalefet çok mu farklı? Birinci dakikadan el öpmeye başlayan İyi Partililerin genel başkanı diyor ki bize Fetöcü diyenlerin eli nasıl öpülür. Kafa hala nerede? İttifak olmasa meclise giremeyecekler, yaptıkları ilk toplantıda ittifaka sallıyorlar. Prensip falan diyorlar. Sen bırak millete fetöcü demeyi  parti oyundan az oy alan genel başkan olarak çok prensipliysen istifa et. Yok öyle etrafa sordum devam dediler demek. Ama sorsan seçime çok zor şartlar altında girmişlerdir. E zaten sana o şartları dayatan adamların elini öpüyorsunuz.
Hiçbir anlamı olmayan Meclis’te tek muhalefet partisi HDP. Onlar da geçen dönemin sonunda hukuksuz icraatlarla epey sindirilmişlerdi. İnşallah bu dönem öyle olmaz. Sinmeseler ne olacak? Tek tek içeri almaya başlamayacaklar mı? En azından kuliste çay içip selfie çeken CHP’liden daha onurludur.
Barış Yarkadaş’ın ilettiği, son seçimde 50 bin sandıktan CHP’nin veri alamadığı bilgisi ile bitirelim.
Kaynak: http://www.tr724.com/carsambayi-nasil-bekleriz/

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.