Ev sahibi olmak her zaman avantaj değil… | #HasanCücük
HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK
2018 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapan Rusya, kupaya sancılı bir süreçle hazırlanmıştı. Ev sahibi olduğu için eleme oynamayan Ruslar, hazırlık maçlarında istedikleri sonucu alamamıştı. Öyle ki, kupa başlarken tam 250 gün galibiyet alamamış bir Rusya vardı. Suudi Arabistan, Mısır ve Urguay’la A Grubu’nda yer alan Ruslar kolay bir gruba düşmüştü. Kimi uzmanlara göre, 8 grup içinde en kolay gruptu. Nitekim ilk maçında Suudileri 5-0 yenen Ruslar, ikinci maçında Mısır’ı bu kez 3-1’lik skorla geçerek grupta liderlik yolunda önemli avantaj sağladı.
Ev sahibinin erken elendiği turnuvalar seyirci sayısını doğal olarak etkiliyor. Her ne kadar açıktan ifade edilmese de ev sahiplerinin erken havlu atmasını organizatörler istemez. Ancak ev sahipleri namağlup kupaya uzandığı gibi unutulmayacak yenilgilere de imza attıkları oluyor.
1930’da düzenlenen ilk Dünya Kupası’na Uruguay ev sahipliği yaparken, yenilgi yüzü görmeden kupanın sahibi oluyordu. Uruguay, ev sahibi olmanın avantajını sonuna kadar kullanmıştı. O yılların şartlarıyla Dünya Kupası’na seyirci olarak hem büyük lüks hem de oldukça pahalıydı. 1934’de ikinci kupa Avrupa’da İtalya’da düzenlenirken, bir kez daha ev sahibi ülke kupaya yenilgisiz uzanıyordu. İlk iki kupayı misafirlerine ikram etmeyen ev sahipleri, kupayı yeniden kazanması için uzun bir süre beklemesi gerekiyordu.
1966 Dünya Kupası’na İngiltere ev sahipliğinde düzenlenirken, futbolu keşfeden ülke olarak kupanın sahibi olmak istiyordu. Bobby Moore, Bobby Charton, Gordon Banks gibi yıldızlarıyla İngilizler finale kadar yenilgisiz gelmeyi başarıyordu. Finalde Batı Almanya ile verdikleri kupa mücadelesinden 4-2 üstün çıkan İngilizler, namağlup kupanın sahibi oluyordu.
20 yıl önce gelen başarı
Ev sahibi ülkenin yüzünün güldüğü son Dünya Kupası için 20 yıl geriye gitmemiz gerekiyor. 1998 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapan Fransa, Zidane, Deschamps, Petit, Vieira gibi yıldızlarla kupanın sahibi oluyordu. Finalde Brezilya’yı 3-0 yenen Fransızlar, kupa boyunca yaptıkları maçlarda yenilgi yüzü görmüyordu.
Geride kalan 20 Dünya Kupası’nda ev sahipleri yenilgisiz 4 kez kupanın sahibi olurken, iki kez de final yolunda yenilgi almalarına karşılık kupayı kazanmasını bildiler. 1974 Dünya Kupası’na Batı Almanya ev sahipliği yaparken, A Grubu’nda ‘düşman kardeşi’ Doğu Almanya ile birlikte yer alıyordu. Gruptaki son maçta Doğu- Batı Almanya karşı karşya gelirken, 1-0’lık skorla gülen taraf Doğu Almanya oluyordu. Doğu’nun lider, Batı’nın ikinci olarak çıktığı grupta, Franz Beckenbauer yönetimindeki Batı Almanya finale kadar gidip, kupanın sahibi oluyordu.
1978 Dünya Kupası’nın adresi Arjantin oluyordu. Fransa, İtalya ve Macaristan ile aynı gruba düşen Arjantin, gruptan ikinci olarak çıkıyordu. Son grup maçında İtalya’ya yenilen Arjantin, Kempes ve Ardiles gibi yıldızlarıyla geldikleri finalde Hollanda’yı uzatma devrelerinde 3-1 yenip kupanın sahibi oluyordu.
Ev sahibi ülkelerden en farklı yenilgiyi Brezilya aldı
2014 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapan Sambacılar, kupayı kimseye kaptırmak istemiyordu. Yarı finalde Almanya ile eşleşen Brezilya tarihi bir skorla sahadan ayrılıyordu. İlk devresi 5-0 biten maçı Almanya 7-1 kazanırken, Brezilya en ağır yenilgilerinden birini alıyordu.
Brezilya gibi 7 gol yiyen bir başka ev sahibi ise İsviçre. 1954 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapan İsviçre, çeyrek finalde Avusturya’ya 7-5 yeniliyordu. Karşılaşma aynı zamanda bir maçta en çok golün atıldığı maç olarak kupa tarihine geçiyordu. 1958 Dünya Kupası İsveç’te düzenleniyordu. Kupanın favorisi olarak finale kadar gelen İsveç, Pele’nin adını duyurduğu maçı 5-2 kaybediyordu. Diğer ev sahibi ülkelerin farklı yenilgileri ise, Brezilya’nın 1962’de Şili’yi 4-2, 2010 Dünya Kupası’nda Uruguay’ın Güney Afrika’yı 3-0 yenmesi oldu.
Bakalım Rusya’nın yenilgisiz finale kadar gelecek mi? Veya hangi ülke ev sahibini yenecek? Bekleyip göreceğiz.
Kaynak: http://www.tr724.com/ev-sahibi-olmak-her-zaman-avantaj-degil/
Bu Yayına Yorum Yapın