Otomotivde A, B planları var mı? | Harun Odabaşı

Trump’ın yerli otomobilleri korumak için vergi getirmesi durumunda ticaret savaşlarında yeni bir dönem başlatacak. Bu yeni dönem Türkiye'nin oto ihracını zincirleme reaksiyonlara neden olabilir?



Birkaç gün önce Avrupalı liderler arasında küçük bir zirve gerçekleşti. Almanya Başbakanı Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile İngiltere Başbakanı May üçlü bir telefon görüşmesinin ardından ABD’ye AB’ye karşı ticari bir önlem almaması yönünde çağrıda bulundu. AB’nin kendi çıkarlarını savunmaya hazır olduğu belirtildi. Bu açıklamanın Merkel ile Trump görüşmesinin hemen ardından yapılması ters giden bir şeylerin olduğu anlamına geliyor.

Dünyayı Twitter hesabından yöneten Amerika Başkanı Donald Trump daha çelik ve alüminyuma ek gümrük vergisi getirirken Avrupa Birliği’ne büyük bir beyzbol sopası göstermişti. AB, ABD’nin bu kararına karşılık verebileceklerini söyleyince Trump kişisel Twetter hesabından, “AB zaten yüksek vergilerini daha da artırmak istiyorsa ve ABD şirketlerinin orada iş yapmasının önüne engel koyuyorsa biz de basit bir şekilde ABD’ye serbestçe gelen arabalarına vergi uygulayacağız” demişti. Hemen ekleyelim Alman otomobil şirketleri 2017’de ABD’ye 1 milyon 350 yeni araç sattı. Bu çok büyük bir rakam.

Otomotiv, Türkiye gibi fason üretim yapan bir ülkede bile çok çok önemli bir sektör. AB için ise stratejik, dolayısı ile siyasi sektör. AB dünyaya petrol satamıyor, onun yerine otomobil satıyor. ABD ise sadece AB için değil Çin, Güney Kore, Japonya Meksika ve Latin ülkeleri içinde tam bir tüketim havzası. ABD grip olsa diğer ülkeler yorgan döşek hasta olur. Bağımlılık bu derece yüksek.

ABD içinde otomobil sektörü çok stratejik. Bir süredir ABD’nin yerli firmaları hem içeride hem dışarıda AB otomobil markaları karşısında pazar daraltıyor. Mevcut denge AB lehine değişiyor. Trump’ı iktidara getiren lobilerden biri işte bu otomotiv devleri. Trump’ın seçim taahhütlerinden biri yerli otomotiv sektörünü güçlendirmekti. Son görüşmesinde Merkel’e söylediği gibi “ticari çıkarların karşılıklı beslenmesi” ifadesi eğer otomotiv sektörünü de kapsayacak ise işte o zaman AB’nin gerçekten canı yanar. ABD Trump eli ile Çin’i terbiye etmeye başladı bile! Merkel kısa süre içerisinde Trump’ı ikinci kez ziyaret etti. Bazı ticari anlaşmalar yapıldı. Birbiri ardına krizi önleyecek hamleler atılıyor ancak bunların Trump’ı durdurup durduramayacağı belirsizliğini koruyor.

Türkiye’de otomotiv sektörü geçen yılı 24 milyar dolar ihracatla kapattı. 157.1 milyar dolarlık toplam ihracatta en yüksek kalemi uzun süredir otomotiv sektörü elinde tutuyor. Markaların otomotiv üretim hattını gelişmekte olan ülkelere kaydırması ve Türkiye’nin coğrafi konumu büyüme trendinde en önemli etken. ABD’ye otomotiv ihracatımız ise 1,4 milyar dolar. 2016’da bu rakam 700 milyon dolar idi. Yüzde 100’lük bir artış söz konusu. Bu anlamda ABD’nin otomotive ek vergi getirmesinin Türkiye’yi etkilese de sarsmaz analizleri pek gerçekçi değil. Hiç olmazsa büyüme potansiyeli olan bir pazarda güçlük yaşayacağız. Avrupa Türkiye’nin en fazla otomotiv sattığı kara parçası. Orada yaşanacak kriz Türkiye’yi de zincirleme reaksiyonla derinden etkileyecektir. Alınganlıktan kırılganlığa geçen bir ekonomi görünümümüz varken uluslararası piyasalarda olup bitenlere daha bir kulak kabartmalıyız. Hatta kulak kabartmanın ötesinde krizlerin teğet geçmesini sağlayacak A,B planları hazırlamaya odaklanmalıyız. Zira gelişmeler Perşembe’nin geleceği Çarşamba’dan bellidir sürecine benziyor.

https://kronoshaber1.com/tr/otomotiv-savaslari-mi-geliyor/

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.