Kardinal külahı ve Erdoğan sarığı | Cevheri Güven
Suriyeli, İranlı, Iraklı ve Türkiyeli Müslümanlar neden "Erdoğan'ın sarığını görmektense Kardinal külahı görmeyi tercih ederim" diyor? Bunu başarmak ve Patrik Notoras'ın söylediği sözün rövanşını aldırmak da Erdoğan'a nasip oldu.
Başkasına yazdırdığı doktora teziyle enerji uzmanı olup, damat kontenjanından bakan koltuğu kapan Damat Berat Albayrak, kayınpederinin dünyaya teşrifleri münasebetiyle bir kısa film hazırlatmış.
Sosyal medya adresinden paylaştığı film “iyi ki doğdun başkomutanım” ekseninde bağlılıklarını bildirme seansı.
Filmciği izlerken uzun zamandır duymadığım bir cümleye rastladım: “Kardinal külahına Osmanlı sarığını tercih etmek”
Hepimize orta öğretimden itibaren anlatılana göre İstanbul’da yaşayan Bizanslı ahali Osmanlı’nın adaletinden o kadar etkilenmişler ki “Şehirde kardinal külahı görmektense Türk sarığını yeğlerim” demişler.
Aslında cümle Patrik Grandük Notoras’a ait ve orjinalinde “kardinal” yerine “latin” kelimesi yeralıyor. Yani şu şekilde: “Şehirde Latin külahı görmektense Türk sarığını yeğlerim”
Tarih derslerinde olay Osmanlı adaletine hayranlık bağlamında anlatılsa da realitede bir tercih meselesinden ibaret.
Anadolu ve Rumeli hisarının inşasından sonra Osmanlı baskısından bunalan Bizans çareyi Avrupa’dan yardım istemekte bulmuş. Papa’nın yardım şartı ise Ortodoks ve Katolik kiliselerinin birleştirilmesi olmuş.
Bizans bir süre direnmiş ardından Kral Konstantin, bu talebi kabul etmiş. Ancak Ortodoks Rum din adamları ve halk, Katolik olmaya ve Katolik tarzı ibadet etmeye şiddetle karşı çıkmışlar. Osmanlı’yı tercih edecek kadar.
İşte bu sebeple dönemin Patriği Notoras, kisilenin berleşip Ortodoksluğun Katolik mezhebi içinde erimesindense Osmanlı hükümranlığı içinde -devletlerini de kaybetme pahasına- Ortadoks olarak yaşamayı tercih ettiğini beyan eden bu cümleyi kurmuş.
Tayyip Erdoğan, damadından ileri giderek bu sözü Bizanslı kadınların söylediğini iddia etmişti ama o cephede zaten cehalette sınır yok.
Bu cümleyi hemen her gün uğradığım mülteci kampındaki Müslüman ailelere bakarak tekrar düşündüm.
Suriyeli, İranlı, Iraklı ve Türkiyeli Müslümanlar neden Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümranlığını değil de Hristiyan Avrupa’yı tercih ediyor.
Farklı milletlerden Müslülanlar fiilen “Recep Tayyip Erdoğan’ın sarığını görmektense Kardinal külahı görmeyi tercih ederim” diyorlar.
Bunu dedirtmeyi başarmak ve Avrupalılara 1453’teki İstanbul Fethi’nde Patrik Notoras’ın söylediği cümlenin rövanşını aldırmak Erdoğan’a nasip oldu.
Erdoğan bunu dillere nam salan adaletsizliğiyle başardı.
Merkel mülteci krizi sırasında “Biz torunlarımıza anlatacağız bunu. Müslümanlar Müslümanların üzerine basıp ölümü göze alarak bize gelmeye çalışıyor, bunu tarih yazacak.”
Üzerine bastıkları Müslümanlar elbette Erdoğan’ın yönetiminde olanlar.
Suriyeliler, Iraklılar, İranlılar, Pakistanlılar ve Afganlar akın akın Türkiye’yi pas geçerek “kardinal küllahı görecekleri” topraklara geliyor.
Berat Albayrak, kayınpederine bağlılıklarını bildirmek için hala 1453’teki cümlenin hamasetini yapa dursun, bugünün gerçeği bu.
Diktatörlerden, haksızlıklardan, zulümden kaçanların durabilecekleri topraklar değil Erdoğan’ın yönettiği topraklar. Kendi halkı dahi ölümü göze alarak çoluk çocuk mülteci botlarına dolmakta.
Avrupa’da onlarca Türkiyeli Mülteci bulmayacağınız kamp yok.
Ne dün ne de bugün insanların derdi Osmanlı sarığı yahut Kardinal külahı değildi.
İnsanlık hep adalet aramış. Elinde çantasıyla…
Bu Yayına Yorum Yapın